ARTIK AKP DİYE BİR İKTİDAR PARTİSİ YOK

Yazan: Turgut Koçak 16 Temmuz 2022

Artık öyle görünüyor ki AKP’nin kendisi de, politik manevraları da halk nezdinde rağbet gördüğü yok. Bu yüzden de 15 Temmuz’un ilk yıllarındaki gibi kendi yandaşları da çağrıya uyup çağrılan yere gitmiyorlar. Nasıl gidecekler ki? Taşıt parasıydı, günün diğer masraflarıydı dünyanın parası. Oysa dün AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermekten canları çıkmış olanların bugünlerde bu iktidarın yaptığı zamlar yüzünden canları çıkmış. Sonuçta onlar da taşıta biniyor, onlar da ekmek alacaklar diğer zorunlu gereksinimlerini karşılayacaklar. Ama ceplerinde ne markete gidecek paralar var ne de yaşamak için gerekli olanları alacak güçleri.

Şimdi bu kesimler, AKP ve saray iktidarının kendilerine çalım attığının öyle bir fakındalar ki olsa olsa bu kadar olur. Bu yoksul ve emekçi kesimlerde sonuçta kendilerine AKP’li olmalarından dolayı kırıntı ile zor düştüğünü ama birilerinin ne büyük servetler kazandıklarının onlar da sonuçta farkındalar. Hem öyle böyle değil, vurgun vurulur gibi kazanç elde eden haramzadeler dolaşıyor ortalıkta. At izi it izine karışmış, mafya, iş dünyası ve siyaset iç içe geçmiş. Bu yüzden de bu partinin içi de bozulmuş. Parti en bağlı gibi görünenler bile kendilerinin dışındakilere iddia ediyorum düşman gözüyle bakar olmuşlar. Her bir AKP’li kendi huyunda kendi suyunda kankalar edinmiş ve kankalık ayağına köşe kapmaca oynandığı gibi herkes gücü oranında dalgasının peşine takılmış. Bu insanlarla konuştuğunuzda yine seçimleri kazanacaklarını söylüyorlar fakat söylediklerine kendilerinin de inanmadığı o kadar belli ki değişik bir durum olsa bu partinin tabanı en sola kadar hem insanlarını hem de oy verenlerini kaptırmış olacak.

Diyebilirsiniz ki madem böyle bu iktidar nasıl iktidarda kalabiliyor? Haklısınız bu iktidarın iktidarda kalma olayı eğer geniş seçmen tabanı ile anlatılacak olsa bu kesinlikle mümkün değil. AKP’yi ayakta tutan ve iktidarda kalmasını sağlayan ne seçmen tabanı ne de halk. Bu parti ve saray iktidarı 20 yıldır uğraşıp bir ölçüde de başarılı olduğu devletin olanakları ile ayakta durabiliyor o kadar. Polis ve ordu içinde öyle olmayacak politikalar izlendi ki şimdilik bu alanda görev yapanların önemli bir kısmı bu iktidarın zor uygulayan sağ kolu işlevini görüyor. Kim susturulacaksa ve nasıl susturulacaksa bu alandaki AKP ve sarayın etkisiyle yapılabiliyor. Çekin bunların yanından bu gücü geriye enkazı bile kalmaz AKP’nin de sarayında. Yargı bile böyle bir gücün baskısının farkında ki kimisi açıktan açığa yandaşlık oynayıp mevki peşinde koşarken kimisi de bunların gideceğinden emin durumu sadece idare etmeye çabalıyor.

Hani güç olarak ortalığı velveleye veren şu dinci tarikat, cemaat, dinci dernek ve vakıflar var ya bakmayın siz onların tantanalı açılışlar yapmalarına, değişik değişik giyinip güç gösterisinde bulunmalarına. Bunlar her ne kadar örgütlü olurlarsa olsunlar para desteği ve devlet desteği altlarından çekildiği an yok olup gitmezler de geride de iktidar indirip iktidarı iş başına getirecek hiç mi hiç güçleri kalmaz. Bu çevrelere karşı AKP içinde de büyük tepkiler söz konusu. Açıkça söylemek gerekirse bu dinci takımını pek çok AKP üye ve yöneticileri bile adam yerine koymuyor. Çünkü bu çevrelerin ne menem şey olduklarını onlar da iyi biliyorlar. Ne kadar güçleri var ne kadar yok öyle farkındalar ki bunlarla alay ediliyor adeta.

Bu kesimleri diyebilirim ki bir tek Cumhuriyetçi olduklarını ileri süren kimseler abartıyor. Bir şeyi ne ise o olduğu gibi görmez ve onlara olağanüstü güç vehmedersen sonuçta ekmeğine yağ, bal çalınanlar da onlar oluyor. Bildiğiniz gibi yığınlar gücün peşine takılır ya yığınlarda büyük ölçüde bizlerin sayesinde bunlarda olağanüstü güçler varmış sanıyor. Oysa böyle bir şey yok.

Evet, AKP iktidarı döneminde hem de devletin bazı kademelerinde görev yapmış olanlar arasından bir sürü delibaş türedi. Bir de bakıyorsunuz ki olmadık dernekler ve vakıflar kurulmuş. Bir düşünün Osmanlı Seferberlik Hareketi Derneği ne adına niçin ve hangi akla hizmet kurulur? Bunlar ne işe yararlar? Bu dernekleri kuranlar yukarıdan aşağı kimlerdir araştırın bakın göreceksiniz ki çoğu lümpen kültürü ile dipten doruğa donatılmış kimseler. Daha bir sürü türedi dernek ve ocakların durumu da böyle. Birileri iktidar katında adam yerine konmak için böylesi bir dernek oluşturuyor, sona da ha babam AKP ve Erdoğan sevici kesilip toplayabildiği kadar parsa toplama yolunda işini yürütüyor.

Bugün iktidarın durumu tam da böyle. AKP ve saray iktidarı içinde öyle bir fetret dönemi yaşanıyor ki bir taşı çekseniz tüm bina gümbür diye yıkılıp gidecek.

Sonuç olarak bizim gördüğümüzü AKP ve sarayın görmediği söylenemez. 15 Temmuz bayram kutlamaları bile artık bu iktidar için can suyu değil. Dün belli büyükşehir belediyelerini ellerinde tüttükleri için az buçuk bir görüntü yakalayabiliyorlardı. Bugün ellerinde bu olanak da olmadığı için işler iyice sarpa sarmış durumda. İstanbul’da belli bir havaları var. Çünkü AKP İstanbul’u adeta kayyum atamış gibi yönetmek için Büyükşehir Belediye Başkanı’nın çoğu yetkilerini tırpanlamış durumda. İstanbul’da yerel yönetimin bazı görev ve yetkileri bilinçli olarak gasp edilmiş. Üstelik süreci İmamoğlu’nun çok da iyi yönettiği söylenemez. Dolayısı ile İstanbul’da AKP ve saray hala bir güçmüş gibi bir görüntü sergiliyor ki onun da ömrü uzun sürmeyecek nasıl olsa.

Bu durumda AKP iktidar partisi sayılamaz. Çünkü bu dere çoktan geçilmiş. Partinin dışında öyle bir güç odağı devlet içinde örgütlenmiş ki tıpkı darbecilerin kendilerine verdikleri yetkilere benzeyen yetkilerle ülke yönetiliyor. Öyle olmasa hiç iktidar her önemli durumda TBMM’yi çalımlayıp çalımlayıp niye iş görsün değil mi?

Ama işte kapitalizm böyle bir pislik düzeni. Bu yüzden de geniş emekçi yığınlarının kapitalizmde bir gelecekleri olamaz. Bu yüzden gerçek kurtuluş ve gelecek sosyalizmdedir.

Ha gelecek mi diyor burun kıvırmaya yelteniyorsunuz, hiç boşuna debelenip durmayın çünkü gelecek de bir gün gelecek…