ARDI ARKASI GELMİYOR Kİ…

Yazan: Turgut Koçak 15 Aralık 2014

AKP iktidarı ile birlikte bu kadar da olmaz denilen ne varsa oluveriyor. Hiçbir dönemde basın kuruluşları güvenlik güçleriyle kuşatılıp böylesine basılmamıştı mesela. Hiçbir dönemde devlet katına gözümüzün içine batırıla batırıla, eş dost ve iktidar yakını kimseler üst düzeylerde göreve sınavsız özelliksiz alınmamıştı mesela. Önceki gün CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç devlet kadrolarına nasıl personel alındığını açıklayınca bazılarının dudakları uçukladı mı bilemeyiz ama bizler hiç mi hiç şaşırmadık. Şaşırmadık, çünkü üç aşağı beş yukarı bu iktidarın hukuk tanımazlığını ve adaletten ve eşitlikten yana olmadığını bütün çıplaklığı ile zaten biliyorduk.

Şimdi de Zaman gazetesi ve Samanyolu TV’ye ve bazı güvenlik görevlilerine operasyon geldi ya, bu da bizi hiç mi hiç şaşırtmadı. Belli ki AKP iktidarı çok ama çok sıkışmış durumda. Bu yüzden de bir zamanlar birlikte hareket ettikleri çevreyi susturma ve sindirme operasyonu yapıyor. Dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi bu tür operasyonlar faşizmin ta kendisidir, bu yüzden de kıvırtıcı açıklamalar yapmak yerine bu tür operasyonlara karşı çıkmak gerekir.

Ne var ki, bu konuda görüşlerini tevatür şeylere dayandıran kimi çevre ve kişilerse her zaman olduğu gibi doğruları bir kez daha iyi okuyamayıp kendilerince ürettikleri zemine oturtmaya çalışarak sözümona operasyonlarla ilgili açıklamalar yapıyorlar. Bu konuda her zaman olduğu gibi doğru olmayan açıklamalar İşçi Partisi çevresinden geliyor. Dün akşam bu operasyonu Ulusal TV’de değerlendiren İşçi Partili Ferit İlsever, bu operasyonu Türk-Amerikan savaşı olarak değerlendirerek aklınca Amerikan karşıtıymış gibi ülke insanlarının duygularına sesleniyor.

Neymiş efendim? Fethullah Gülen ve Cemaati Amerikancıymış, ki öyledir, Recep Tayyip Erdoğan ve çevresi yani AKP iktidarı ise Amerika’ya karşı bu operasyonla savaş yürütüyormuş. Eee durum bu olunca da emperyalizm karşıtı olmak hiç kuşku yok ki, bu operasyonu desteklemekten geçermiş.

Acaba gerçekler böyle midir? Hiç kuşkunuz olmasın değildir. AKP ve Recep Tayyip Erdoğan’ı 12 yıldır izleyenler bunların ne düzeyde Amerikancı olduklarını iyi bilirler. Üstelik bunların döneminde Kuzey Afrika’dan başlayıp bütün Ortadoğu Coğrafyasını ve Çin’e kadar uzanan bölgede yapılan emperyalizm çıkışlı bütün girişimlerde Recep Tayyip Erdoğan ve partisi AKP en vazgeçilmez işbirlikçi olarak yer almıştır. Yakın bir zamana kadar da İşçi Partisi’nin sürekli olarak yinelediği şey Recep Tayyip Erdoğan’ın BOP Eşbaşkanı oluşudur. Bugün kalkıp da Amerikan çıkarlarını savunan Fethullah Gülen çevresine yapılan operasyonu Amerikan karşıtı bir girişim olarak değerlendirmek gerçekten de olup bitenleri hiç mi hiç anlamamak olur. Bir başka deyişle onca pisliğe bulaşmış AKP iktidarını aklamak anlamına gelir ki, bu konu oturulup İşçi Partililerce enine boyuna düşünülmelidir.

Eğer İşçi Partisi ülkedeki Amerikan işbirlikçilerini Fethullah Gülen ve çevresi ile sınırlı sanıyorsa en büyük yanılgı içindedir. Bugüne kadar AKP serüvenini izleyenler görürler ki, bugüne kadar hiçbir iktidar Amerikancılıkta AKP iktidarının eline su bile dökemez. Bu yüzden de İşçi Partisi’nin çaptan düşmüş Amerikancıları Amerikan karşıtıymış gibi görmesi büyük yanılgıdır. ABD ve öteki emperyalistler, kendileriyle işbirliği içinde olan çevreler halkın gözünde iyice yıprandıklarında, onları bir kenara itip yenileriyle iş tutmakta hünerlidirler. Bu gerçeği iyi görmek ve çaptan düşmüş Amerika ve emperyalizm uşaklarıyla iş tutmamak ilericiler, devrimciler ve sosyalistler için çok önemlidir. İşçi Partisi bu yanlışı ilk kez yapıyor değildir. Nasıl icat ettiyse ortaya çıkıp “Milli Hükümet” diye toplantı üstüne toplantı yapmaya başladı.

Buraya katılanlara baktığımız zaman ne görüyorduk? Yine eski NATO’cu ve Amerikancılar. Bu yüzden de İşçi Partisi’nin sözü geçen abartılı açıklamaları kimsenin işine yaramamaktadır.

İşin daha da ilginç yanı AKP gibi Amerikancılıkta, yolsuzluk, rüşvet, talan, adam kayırma, nüfuz ticareti gibi ardı arkası gelmeyen pek çok konuda kapkara bir sicile sahip bir iktidarı, onlar zaten iktidardan gidecekler savıyla dolaylı bir destek çıkmanın yanıltıcı yanı iyi görülmeli, bu operasyonu AKP faşizminin bir devamı olarak görerek yanılgıya düşülmemelidir.