ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ

Yazan: Turgut Koçak 31 Temmuz 2014

Dün ağlak Bülent Arınç’ın kadınlarla ilgili söyledikleri üzerine düşüncelerimizi yazdık. Bu konuda tepki gösterenler ülke sınırlarını aştığı için ağlak Arınç, televizyon kameralarının karşısına geçmiş bir kez daha bildiğini okuyarak aklınca bazı çevrelere haddini bildirmeye kalkışmıştır. Hani ne derler bir insanda gerçekten de utanma arlanma olacak. Arınç kendini bilmezliğin doruklarında gezindiği için yine kadınlara ve tepki gösterenlere bir sürü şey saydıktan sonra direğe tırmanmaktan falan söz ederek sanmıştır ki, lafın sunturlusunu söylemektedir.

Bizler bu kafayı iyi tanırız. Bu kafa öyle bir kafadır ki, bunlar ahlak terazisi ellerinde yolda izde dolaşıp ölçü yaptıklarını düşünürler. Bu zevata göre Türkiye cami cematidir, kendileri de cemaate vaaz veren imam. Gerçi bunların kültüründe imam sadece camide cemaate vaaz veren kimse de değildir, bunlara göre toplumun her bir şeysi bu muhteremleri germektedir. Bu yüzden de kendilerinde zerresi bulunmayan şeylerle ilgili topluma akıllarınca yön vermeye çalışırlar. Yani sizin anlayacağınız, ağlak Arınç gibilerinin gözünde toplum bunların akıl ölçüleriyle hareket etmek zorundadır. Bu yüzden de bu kadar ölçüsüz konuşmak gibi bir düzeysizliği kendilerinde hak görürler.

Arınç’ın önceki günkü konuşmaları dünya basınında yer bulmuş, dünya bunların elinde Türkiye’nin nerelere götürülmek istendiğini bir kez daha görmüştür. Hani bunlar ortalık cayır cayır yanarken meleklerin cinsiyetini tartışacak kadar da pervasız, bir o kadar da pişkindirler. Öyle ya yıllardır Filistin halkı İsrail tarafından zulüm görmekte, görmeye de devam etmektedir. Filistin’e karşı İsrail’in son operasyonları sonucu 1500’ü aşan can kaybı olmuş on bine yaklaşan kişi ise yaralanmıştır. Gazze’de evler, caddeler, okullar, hastaneler İsrail bombardımanında harabeye dönmüştür. Bütün bu olaylar yaşanırken AKP iktidarı İsrail’in durdurulmasını sağlayacak en küçük adım bile atabilmiş değildir. Daha doğrusu Recep Tayyip Erdoğan ve AKP iktidarının bu yönde adım atacak ne iradesi ne de takati vardır. Konu bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın sert sözleriyle geçiştirilmekte, ülkemizde yükselen İsrail karşıtı tepkilerin atmasyon sözlerle gazı alınmaya çalışmaktadır.

Eğer ki, AKP iktidarı ve Recep Tayyip Erdoğan içtenlikli olsa İsrail çoktan durdurabilirdi. Oysa perde arkasından yaşananlar nasıldır? Bizzat Erdoğan’ın oğlunun gemileri İsrail’e yük taşıyarak para kazanmaktadır. İsrail savaş uçaklarının yakıtı Türkiye’den gitmekte, bu uçaklar Gazze’ye ölüm saçmaktadır. Aynı zamanda Kürecik Radar İstasyonu da İsrail’e gerekli istihbarati bilgileri kolaylıkla aktarabilmektedir. Bütün bunların dışında İsrail’le yapılan askeri anlaşmalar nedeniyle Türkiye’nin yaptırım gücü de söz konusu değildir. Yine Recep Tayyip Erdoğan ve iktidarının emperyalist dünya ile girdiği alavereli durum gereği Suriye’ye çok büyük zararlar açılmıştır. İsrail için belki de en önemli güç konumunda olan Suriye yine AKP iktidarı eliyle etkisiz hale getirilmiştir. Çünkü Suriye’nin başına El Kaide, El Nusra, Müslüman Kardeşler Örgütü ve IŞİD gibi kelle avcısı örgütler AKP iktidarı tarafından sarılmıştır.

İşte böyle bir günde ağlak Arınç gündemi ahlak konusuna getirerek toplumun dikkatini başka bir alana çekmiştir. Gerçi ağlak Arınç’ın dile getirdiği konular da yaşamsal önemdedir ancak bu gündemle daha yaşamsal konuların üzeri örtülmek istenmektedir. Zaten AKP iktidarının çivisi iyice çıkmış bulunmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı hafızlar, mollalar, melleler topluluğuna dönüştürülmüştür. Çocuklarımızın normal liselere devam etmesinin bile önüne tuzaklar çıkarılmaktadır. Öyle ki, eğer süreç içinde bazı çocuklar hafızlık kurslarına devam etmişlerse normal liselere girme hakkını da kazanmış olacaklardır. Okulları birer birer İmam Hatip Okullarına dönüştüren bu iktidar, yeni yeni köylü kurnazlıklarıyla çocuklarımızın İmam Hatip Okullarına gitmelerini sağlayacak girişimler gerçekleştirmiştir. Bu yüzden de kimi aileler salt bu yüzden bulundukları mahallelerden başka mahallelere taşınmak zorunda kalmışlardır.

Anlatıyoruz, anlamıyorlar. Eleştiriyoruz, tınmıyorlar bile. Ne diyelim ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL ZURNA AZ.

Sonuç olarak Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere bi iktidar kökü, kömçeği ile çürümüştür. Çürümüşlüğün kokusunu duya duya bunlara katlanmak olası değildir. Fırsattır; Recep Tayyip Erdoğan Çankaya yolunda durdurulmalı, bu haddini bilmezlere de hadleri bildirilerek hukuk tanımaz iktidarlarına son verilmelidir. Önümüzde on günümüz var.

Soruyoruz hazır mıyız değil miyiz?

Recep Tayyip Erdoğan gözümüzün içine baka baka bir kez daha balkon konuşması yapıp bazı çevrelere teşekkür mü edecek, yoksa bu hevesi kursağında mı kalacak.

Bizce kursağında kalacak.

Peki, ya sizce?