Yazan: Turgut Koçak 5 Şubat 2020
Hani düğmenin birini yanlış iliklediniz mi hepsi yanlış iliklenmiş olur ya işte AKP ve sarayın Suriye politikası da tam anlamıyla böyle bir şeydir.
Ta işin başından beri emperyal güçlerden olan ABD ile onca ilişkiye girilip Türkiye’nin başına onca felaket açılmasına karşın yaşananların hiçbirinden ders alınmadı ve de alınmıyor niyeyse. ABD ve İsrail’in planı gereği Suriye’nin parçalanması ve bölünmesi için bölgede gerekli planlar devreye soktu, Recep Tayyip Erdoğan iktidarı da ABD’nin bu planlarına payandalık etti. Bugün İdlib’te toplanmış bulunan ABD’nin kurup yönettiği ne kadar İslami terör örgütü varsa niçin ve nasıl kurulduğunu bütün dünya çok iyi bilmekte olup AKP ve saray iktidarının da bu yapılarla içli dışlılığı bilinmeyen bir şey değildir. Bugün orada burada görevlendirilen, kendilerine önce ÖSO sonra Milli Suriye Ordusu denilen çapulcuların da nerelerden devşirildiği bir gerçekken sanki bütün bunlar bir şey ifade etmiyormuş gibi saray iktidarınca Türkiye’nin başına iyice çorap örülmek isteniyor.
Son yaşanan olayların üstünde durarak bir savaş uzmanı havalarında şeyler de yazacak değiliz ama askerlerimizin yaşamlarını yitirmesinin arkasından ABD’den ve NATO’dan gelen açıklamalar anlayanlar için oldukça manidardır. Daha önce bölgede yaşanan pek çok olayda ABD ve NATO Türkiye’yi hizaya geçirme çabası içindeyken ne olmuştur da birdenbire Türkiye’nin yanında olduklarını açıklamak gereği duymuştur bunu anlamak için çok akıllı olmak da gerekmediği gibi yaşananların üzerine yangına körükle gitmeye kalkışmak da doğrusu anlaşılacak bir şey değildir.
Görünen aşağı yukarı şudur. Son yaşananlar, saray iktidarını Rusya ile karşı karşıya getirmiş izlenimi verdiğine göre Amerika ve NATO hiç zaman yitirmeksizin buradan yürüyerek saray iktidarını zaten yörüngesinden pek çıkmış değildir de daha fazla kendi yörüngesine alacağını hesaplamaktadır. Açıklamalar bu kadar basit ve bu kadar da kolay anlaşılacak şeylerdir. Öyle görünüyor ki neye sayarsanız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da böyle bir politikaya çoktan fit hale getirilmiştir.
Biliyorsunuz Türkiye’nin Elazığ depremini de düşünürsek içinde bulunduğu koşullar hiç de kolay şeyler değildir. Ne var ki Recep Tayyip Erdoğan bu koşullarda bile işi gücü bırakmış Ukrayna’ya giderek Ukrayna yetkilileriyle durup dururken Rusya’yı daha da kızdıracak adımlar atmaktan çekinmemiştir. Birincisi Rusya’da söylenmesi konuşulması İkinci Paylaşım Savaşı’ndan kalma travmalar nedeniyle yasak olan sözler ettiği gibi Ukrayna’ya 200 milyon lira da silah alımı için bağışta bulunulmuştur. Bu da demek oluyor ki Rusya’ya karşı sizin yanınızdayız.
Ancak basından öğrendiğimize göre 200 milyon dolar silah alımı için kullanılacaktır. Silahlar da damadın envanterinden temin edilecektir. Görüldüğü gibi saray ülkenin en zor koşullarında bile damatlarının çıkarlarının hesapları ile ilgilenmekte onlara kazanç sağlamak için geceli gündüzlü çırpınmaktadır. Bu durumu yenilir yutulur olmadığı gibi kabul edilmesi de olası değildir. Dün Kızılay’ın Ensar’a yaptığı bağışın ne kadar ahlaki yanı varsa bu son olay da en az o kadar ahlakidir. Şurası açıktır ki mertebesi ne olursa olsun hiç kimsenin bizlerin aklıyla dalga geçmeye kalkışması kabul edilir şey değildir.
Anımsarsanız bizim ülkemizde iktidar 50 milyon doları bulamadığı için Tank Palet fabrikasını Sancaklar ve Katarlılara satmıştır. Oysa 200 milyon doları gözünü bile kırpmadan Ukrayna’ya hibe edecek kadar da eli bol davranabilmektedir. Bu yaklaşımların nelere mal olacağının geniş geniş analizini yapacak değiliz fakat madem bu ülkenin önemli bir kesimi bizden farklı olarak Türkiye’yi sevdiklerini söylemektedirler niye bu gerçekleri anlayacak kapasitede bir davranış ortaya koymaktan bu denli uzaktırlar. Ya da ne bileyim niye bu ülkeye bu kadar düşmanca sonuçları olacak adımları bir kahramanlık bir üstün lider olma sıfatı ile değerlendirip alkış tutmaktadırlar?
Bugüne kadar Amerika ne yapıyordu?
Sürekli olarak Türkiye’ye yönelik düşmanca bir tutum izliyordu. Peki, ne oldu da Dışişleri bizim yanımızda olduğunu açıklayıp İdlib’te haklı olan Türkiye’yi destekliyoruz demek gereği duydu?
Ya NATO?
NATO’nun başına taş mı düştü ki o da benzer bir açıklama yaparak ülkemizi maşa yerine kullanabileceğinin izlenimini edindi?
Son söz; sizler Amerika’nın öpücüğü ile ayağı yerden kesilenler olabilir ve bir anda kendinizi bu emperyal gücün kucağına bırakabilirsiniz ancak bizim sizin gibi düşünme lüksümüz yok.
Biz ülkemizi seviyoruz, buradan başka da gidecek yerimiz de yoktur. Sizin gibi bugüne kadar İsrail’e yönelik tek bir eylemi bile olmayan bu İslami terör örgütleriyle de yolumuz bir kez olsun kesişmiş değildir Bu yüzden de yanlış politikalarınızın sonucu Türkiye’ye Suriyelilerin doluşmasını olağan karşılamayız bir, gelen Suriyelilerle terör unsurlarının da ülkemize girişinin kolaylaştırılmasını reddederiz iki.
Ya aklınızı başınıza almalısınız ya aklınızı başınıza almalısınız bu da üç.