Yazan: Turgut Koçak 27 Kasım 2013
Kemal Kılıçdaroğlu Amerika’ya davet edildi ya, davet öncesi ABD’ye yönelik portesto yapılmamasını istemiş muhterem. Bilindiği gibi CHP Milletvekili Erdal Aksünger ile bir grup CHP milletvekilinin Ankara’daki ABD dinleme merkezi ODC’nin önünde yapacağı eylem de bu nedenle iptal edilmiş. Ee ne yapacakmış Kılıçdaroğlu Amerika’da? Bizim bildiğimiz CIANın gediklilerinden Abramowitz ve Edelman’la yemekli bir toplantıda bir araya gelecekmiş. Kılıçdaroğlu’na Obama yönetiminin alt düzeyde bir program hazırladığı da belli olmuş.
İşte bu kadar. Ne zaman Türkiye kamuoyunda iktidarlara ve Amerika’ya karşı tepkiler yükselmeye başlasa ve de kamuoyu başka başka arayışlara girse CHP’de bir sallantı peşisıra geliyor. Öyle sanıyoruz ki, CHP, bir iktidar olasılığı karşısında ABD’nin olurunu almak istiyor. Oysa bu gibi girişimler bilinmelidir ki, Türkiye kamuoyunda bugüne kadar büyük tepki çekmiş, bu yüzden de oynaşma içinde olanlar hep cezalandırılmıştır. Halk, ABD yanlısı birilerini iktidara getirecekse gerçeği varken niye çakmasını getirsin ki? İşte bu yüzden halk da yönelişinden vazgeçip son anda da olsa gerçeğine yöneliyor. Bu yüzden de ülkemizde yükselen halkın tepkisi böylelikle heder edilmiş oluyor.
Ne derler; alışmış kudurmuştan beter. Amerikancılık da birilerinin kanına işlemiş vazgeçemiyorlar işte.
Recep Tayyip Erdoğan, dün yine ilginç bir konuşmaya imza attı. 61 neymiş, Trabzon’un plakasıymış. Kendisi kaçıncı hükümetin başıymış 61 vs, vs… Yeminle söylüyorum kendimi yüksek düzeyde kendisini geliştirmiş bir bilicinin karşısında duyumsadım. Ve kendi kendime dedim ki, eğer Türkiye’yi böylesi insanlar yönetiyorsa ve de bu insanlar alkışlanıp tepeye oturtuluyorsa hani söylemesi zor ama bu ülkenin insanlarının burnu b….. çıkmaz vallaha. Başbakan’ın açıklamaları arasında bir de İ. Melih Gökçek’in 5. kez Ankara’da Büyükşehir Belediye Başkanı adayı gösterilmesi var. Ne diyelim, yakışır. Yakışır çünkü İ. Melih Gökçek’le Recep Tayyip Erdoğan’ın yaşam yolları birbirlerine çok benziyor. İkisi de yoksulken gelmişler. Allah onlara “yürü ya kulum” demiş, onlar da aldılar yürümüşler. Şimdi dünya malı konusunda ganiler. Bu yüzden de yazgı ortaklıkları var. Kolay mı Recep Tayyip Erdoğan’ın İ. Melih Gökçek’ten vazgeçmesi? Bu durumda demek ki, Ankaralılara büyük iş düşüyor. İş düşüyor çünkü Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi salt bir belediye başkanlığı seçimi değildir. Aynı zamanda da her iki zatı muhteremin de bugüne kadar yaptıkları ettikleri ile ilgili olarak oylanmalarıdır. Şunun şurasında ne kaldı ki, bekleyip göreceğiz yakında sonuçları…
Türkiye Suriye’deki katillere hem de jandarmanın kontrolünde silah sevkiyatı yapıyormuş. Adana’da yakalanan mühimmatı taşıyan tır şoförünün ifadesi aynen böyleymiş. Kendisi Jandarma eşliğinde Reyhanlı üzerinden birkaç kez katillere silah götürüp boşaltmış.
Ne güzel değil mi? Türkiye Recep Tayyip Erdoğan’ın akıl almaz öngörüsüzlüğü yüzünden öyle bir bataklığa sürüklenmiş ki, içinden çıkana aşk olsun. Bugüne kadar sayısız yazı yazdık Suriye konusunda. Suriye’ye sınırlarımızdan dünyanın dört bir yanından gelen katillerin geçirilişine değindik. Bunların işlediği akıl almaz cinayetleri yazdık. Türkiye üstünde gönderilen silahlardan söz ettik. Bütün bu yazdıklarımız bugün öyle bir su yüzüne çıktı ki, bütün dünya şapkasını önüne koyup bu konuda düşünürken ortada kala kala bir tek Recep Tayyip Erdoğan kaldı. O da ne yapacağını bilmez bir şekilde oraya buraya laf yetiştirmeye çalışmakla kalmıyor, Suriye’de dökülen kanların suçlusu olarak politikalarını devam ettiriyor.
Ne diyelim, gerçekler aymal açık ortada, al birini vur ötekine…
Yazımızı Yatağan işçilerinin AKP binası önünde ettikleri yeminle bitirelim.
Santrallerimizi ve madenlerimizi satın da görelim sizi!
Siyasetçi katili yapmayın bizi, cezaevleriniz korkutamaz bizi!
Tankınız, TOMA’nız, copunuz, biber gazınız yıldıramaz bizi!
Yatağan, Yeniköy, Kemerköy enerji ve maden işçileri direnişin simgesi!
Her yer Yatağan her yer direniş!