Yazan: Turgut Koçak 21 Ekim 2015
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir alem adam vesselam. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile terörle ilgili görüşüyor ve dudak uçuklatıcı bilgiler veriyor. Van’da AKP mitinginde konuşuyor, kendileri tek başlarına iktidara gelmezlerselermiş neler olurmuş neler. Terör başını alır gidermiş. Faili meçhuller tıpkı eskisi gibi artarmış, Beyaz Toroslar ortada fink atarmış vs.
Sonra efendim ne olmuş biliyor musunuz? 10 Ekim IŞİD Ankara katliamından sonra AKP’nin oy oranı %44’ler bandına tırmanmışmış. Demek ki ne oluyormuş? Terör arttıkça AKP de teröre bağlı olarak güçleniyormuş. Öyleyse bu konuşmayı nasıl yorumlayabiliriz? 7 Haziran seçimleri öncesi IŞİD’ın Diyarbakır saldırısı olmasaymış eğer demek ki AKP oyları daha da aşağı düşecekmiş. Peki, Suruç katliamı niye yapıldı o zaman? Bu soruyu da şöyle okumakta yarar var. Kamuoyu Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimleri yenileme kararını onaylasın, bir kaza yaptık oyumuz yine AKP’ye desinler diye.
Türkiye seçim havasına girdi giremedi, arkasından da IŞİD’ın Ankara katliamı gerçekleşti. Bu katliam nedeniyle ülkemizde yılgınlığa düşecekler yok mudur, vardır. Onlar sandığa gitmezlerse AKP aldığı oyu aynen alırsa oy yüzdesi içinde elbette ki yüzdesi yükselecektir. Çünkü AKP’ye oy verecekler sandığa gitmemezlik yapmayacaklar, böylece de AKP yüzdelik dilimden daha fazla oy almış olacaktır. Eğer AKP iktidarının hesabı bu ve buna benzer hesaplar olmasaydı altını çizerek söylüyorum Ankara katliamı önlenebilirdi. Çünkü Ankara katliamı neredeyse geliyorum diye gerçekleştirilen bir katliam olup IŞİD’ın yargıdaki Adıyaman dosyası incelendiğinde bile kolaylıkla iz sürülebilir, suçlular amaçlarına ulaşamadan inlerinde etkisiz hale getirilebilirdi. Ne yazık ki, emniyetin bu yönde ağır bir ihmal içinde olduğu açıkça görülmektedir.
Ankara katliamı ile ilgili konuşan Davutoğlu IŞİD’ı kast ederek başka ülkeler içinde olduğu için takip edilemediğini dile getiren görüşler ileri sürdü. Oysa IŞİD’a katılan bazı kişilerin babalarının emniyete ve devletin çeşitli katlarına başvurduklarını da bilmiyor değiliz. Daha da acı olan şeyse bazı babalar bizzat Suriye’ye geçerek çocuklarını geri getirmek için IŞİD komutanlarıyla görüşmüşler, döndüklerinde de gördüklerini, bildiklerini emniyetle paylaşmışlardır. Yine yargı dosyasında bulunan Suriye’deki IŞİD’çıların Türkiye’deki yakınlarıyla yaptıkları görüşmeler bile öyle açık ki, bunları hem Cumhuriyet gazetesi hem de Bir Gün gazetesi yazdı. Demek ki neymiş? Devlet’in elinde IŞİD’çılarla ilgili yeterince bilgi de, belge de varmış ama her ne hikmetse devlet bu örgütün üye ve yöneticilerini takip edip yakalamadığı gibi işlerini de büyük ölçüde kolaylaştırmış.
Sınıra ellerini kollarını sallaya salaya giden IŞİD üyeleri eğer bir minibüsle kolaylıkla Suriye’ye geçebiliyorlarsa Ankara’ya kadar nasıl kolaylıkla gelebildiklerine de şaşırmamak gerekiyor.
Lafı sündürmeye gerek yoktur. Ankara katliamı için dehşet sevinen hatta bu yönde açıklamalar yapan AKP’li yüzlerce kişiden söz edebiliriz. AKP’liler belki gidip IŞİD’a katılmış değiller ama IŞİD’ın her eylemi onları ne yazık ki sevince boğmaktadır. Bu yüzden de AKP parti olarak IŞİD sempatizanı dersek hiç de abartmış olmayız.
Bizde bir söz vardır. ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ diye, AKP’nin ki de o hesap. Davutoğlu gibi adamları bu ülkede hâlâ ne yazık ki dinleyenler var. Dün Van’daki mitinginde kendisini dinleyenlere baktıkta gerçekten içimiz acıdı. 13 yıldır iktidarda olan bir parti hiçbir sorunu çözmemiş, dahası her şeyi eline yüzüne bulaştırıp ülkeyi yaşanmaz hale getirmiş, kendisi giderse terörün azacağından, faili meçhuller olacağından ve Beyaz Toroslar’dan söz ediyor. Ne diyelim, bir insanda birazcık utanma arlanma olur ve bu sözler ağzından çıkarken yüzü kızarır. Bugün Suriye sorunu nedeniyle ülkemiz hızla dehşet bir karmaşanın içine sürüklenmektedir. Davutoğlu, buna sebep iki kişiden birisidir ama yine de her şeyi tersyüz ederek başkalarına suç atmaya yönelmektedir.
Ancak evdeki pazar çarşıya uymaz derler ya, AKP’nin hiçbir öngörüsü tutmayacak. Değil, IŞİD’ın Ankara katilamı daha başka beş on katliam bile gerçekleşse AKP asla %44 bandına çıkamayacak, aksine %30’lara doğru bir iniş seyri izleyecektir. Çünkü bu ülke AKP’ye kadar ne böyle yalan, ne böyle hırsızlık, ne böyle zalimlik ne de böyle kan ve gözyaşı gördü.
Bunun da bir hesabı olacak ve yığınlar gidip Türkiye’nin demokratikleşmesi için oylarını CHP’ye verecek AKP’nin de tıpkı bir limon gibi sıkıp suyunu çıkaracaktır.
Şunun şurasında 1 Kasım 2015 tarihine 10 gün kaldı, bekleyelim göreceğiz…