AKP’NİN SAĞLIK POLİTİKASI

Yazan: Turgut Koçak 15 Mart 2013

AKP iktidara geldiğinden bu yana özelleştirmeler akıl almaz boyutlara ulaştı. AKP’nin sat sav politikası öyle pervasızca uygulandı ki, sonuçta ülke yurttaşlarının gelip yaşamsal haklarına dayandı. AKP iktidara geldikten sonra bir elin parmağı kadar yeni hastane hizmete girmezken onlarca özel hastane dikilerek sağlık hizmetlerinin büyük ölçüde özelleştirilmesi yolunda adımlar atıldı. AKP iktidarı ile birlikte açılan özel hastanelere baktığımız zaman hemen tamamına yakınının yandaşlardan oluştuğunu görmekteyiz. İşte bu anlayış AKP iktidarının bir yandan sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi için çalışmalarını boyutlandırırken bir yandan da sağlık hizmetleri veren devlet kurumlarının yükünü ağırlaştırdıkça ağırlaştırdı. Sağlık çalışanlarının çalışma koşulları zorlaşırken performans adı altında getirilen çalışma anlayışı ile birlikte sağlık hizmetlerinde hem kalite düştü hem de çalışanların olağanüstü bir tempoya sokulması yoluna gidilerek çalışanlara köle muamelesi yapıldı. Bugün sağlık çalışanlarının sorunlarına yakından baktığımız zaman aksaklıkları açıkça görmekteyiz.

AKP iktidarı ile birlikte pıtrak gibi biten özel hastaneler müşteri çekmek için her yola başvurdular. Devletin hastanesinde verilmesi gereken hizmetler yetersizlik ve zaman yokluğu nedeniyle özel hastanelere aktarılarak akıl almaz bir vurgunun kapısını araladılar. Sözü geçen özel hastanelerin verdikleri hizmetlere baktığımız zaman verilen hizmetin dışında başka pek çok hizmet verilmiş gibi yapılarak devlete fatura edildi. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi zaten kıt kanaat geçinen geniş emekçi yığınlarına hem devletin hastanesinde hem de katlanarak özel hastanelerde katkı payları getirildi. Artık hastalanan yurttaşlarımız ilaç alırken hem ilaç hem de muayene parası ödemek zorunda kaldılar.

Sağlık hizmetlerinin hak olduğunu savunan ve bu hizmetin ticarileştirilmesine karşı çıkan sağlık emekçilerinin örgütü başta SES olmak üzere birçok tabip odaları AKP iktidarının sağlık politikasına karşı çıktı. Bu nedenle de sağlık emekçileri hedef alınarak açıklamalar yapıldı. Doğal olarak sağlık emekçilerine karşı birçok açıklama sonrasında sağlık emekçileri saldırıya uğradı, canlarından olanlar oldu. Sağlık çalışanlarının sağlık hizmetleri ile ilgili olumsuzlukları ortaya koymalarına AKP iktidarı sonuna kadar kulaklarını tıkayarak bildiğini okumayı sürdürdü. Doğal olarak salt vurgun üzerinden kafaları çalışan bir iktidarın sağlık hizmetleri konusunda geniş halk yığınlarının tepkisini çekeceği kaçınılmazdı. Bu yönde yurttaşların giderek sesleri daha çok çıkmaya başladı. Ne var ki, kanında kan yerine özelleştirme ve vurgun virüsü dolaşan AKP iktidarı kendisine yöneltilen eleştirileri bir kez olsun dikkate alarak bunlar da ne söylüyor demek gereği bile duymadı.

14 Mart Dünya Tıp Bayramı nedeniyle sağlık emekçilerinin örgütleri konuya bir kez daha vurgu yaparken öteden beri, geri ve sistem içi olanların gelenekçi açıklamaları sadece palavralarla geçti. 14 Mart Dünya Tıp Bayramı nedeniyle bir kez daha gördük ki, artık sağlık emekçileri kandırılıp iktidarın vurgun politikalarına alet edilememektedir. Önümüzdeki günlerde bu tepkilerin iderek daha da artacağına özellikle vurgu yapmak isteriz. Hem ayağa kalkanlar ve AKP iktidarının yolsuzluklarına, baskı ve vurgunlarına karşı çıkanlar salt sağlık emekçileri de değil. Son günlerde 2B Yasası ile hakları çiğnenen köylülerimiz direnme yolunu seçtiler. Antalya köylüleri direndikleri için polislerin saldırısına uğrayarak gözaltına alındılar. Gözaltına alınanların bırakılması için arabanın önüne oturan köylüler sonuna kadar direneceklerini ve geri adım atmayacaklarını gösteren bir tutum sergilerken eline kelepçe vurulan bir kadın “köylülere kelepçe vuruluyor”diye bağırıyor ve tepkisini gösteriyordu. Yine BMC işçileri aylıklarını ödemeyen Karamehmetlerin işyerleinde gösteri yapıyor Türcell’in önünde gösteri yapan BMC işçileri yumurta attıkları için polisin şiddetine uğruyordu.

Kısaca ülkemizin geniş emekçi yığınları ayakta. AKP ise her geçen gün zora düştüğü için baskı ve şiddete yönelerek emekçilere geri adım attıracağını düşünmekte. Sonuçta AKP iktidarının her anlamda vidaları iyice gevşediği için şangır sangır döküldüğüne tanık olmaktayız. Bu ülke; sayısız burjuva iktidarları gördü. Emekçi yığınlar onca zulme uğradılar ama hepsinden baskın AKP iktidarı çıktı. Arkasına Amerika’yı alan bu iktidar sanıyor ki, bu devran böyle gider.

Hayır, hayır biz emekçiler bu iktidarın bütün vidalarını sökecek ve AKP iktidarını tarihin çöp sepetine atacağız.

Bekleyin göreceksiniz!!!