Yazan: Turgut Koçak 5 Eylül 2011
AKP içte ve dışta uyguladığı tüm politikalarla iflas etmiş, emperyalizmin işbirlikçisi bir partidir. Örneğin; Libya’nın emperyalistlerce bombalanmasına eylemli olarak katılmaya karar veren ve Libya’nın emperyalizmin boyunduruğuna girmesinde önemli bir paya sahip bulunan AKP iktidarı ve onun başı Bay Tayyip; kendisine ve iktidarına karşı tepkilerin büyümesi ile birlikte yeni bir şova soyunmuş bulunuyor. Bugüne kadar izlediği Amerikancı politikalarla Türkiye’yi bataklığa sürükleyen bu iktidar sözümona Filistin yanlısı bir politika izlediğini göstermek için bu kez de yeni bir yönteme başvurmuş bulunuyor. Eğer Mısır izin verirseymiş; Mısır sınırından Gazze’ye giderek Filistin’i ziyaret edecekmiş.
Biz daha önce Birleşmiş Milletlerin işlevi ile ilgili düşüncelerimizi dile getiren yazılar yazdık ve dedik ki, BM, ABD emperyalizminin beşinci koludur. Öyle olduğunu sayısız örneklerle kanıtlamak olasıdır. Mavi Marmara gemisinin İsrail askerleri tarafından basılması ve 9 kişinin İsrail komandoları tarafından öldürülmeleri sonrasında AKP iktidarı İsrail’e karşı bir tutum belirlemiş, öldürme olayı ile ilgili olarak da, İsrail’in özür dilemesi gerektiğini ileri sürmüştü. Konu BM’ye intikal etti ve sonuçta da BM, İsrail’in özür dilemek değil de üzüntülerini belirtmesi yolunda bir karar aldı. Aldığı bu karar karşısında başta Abdullah Gül olmak üzere AKP’liler bu kararı yok hükmünde saydıklarını açıkladılar. Oysa bir ülkenin işgaline ve katliama yol açacak kararlar verirken BM’nin kararları hiç mi hiç yok hükmünde sayılmamış, aksine AKP iktidarı bu kararları iktidarının dış politika belirlemesinde dayanağı olarak görmüştü.
Şimdi gelelim İsrail’e karşı yaptırım olarak nitelenen ve Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı yaptırımlara: Açıklanan bu yaptırımların bize göre bir anlamı da yoktur, bir hükmü de. Çünkü AKP iktidarı bugüne kadar küresel sermayenin yörüngesi dışında bir tek karara imza atmış olmadığına göre; küresel sermayenin İsrail’e karşı yaptırımları da bu gerçekler ışığında konuya bakıldığında şovdan öteye gidemeyecektir. Dahası Bay Tayyip ve iktidarının Libya, Suriye ve öteki ülkelerle ilgili olarak doğrudan emperyalist ülkelerle birlikte davranması sonucunda Arap dünyasında tepkiler çığ gibi büyümüştür. Yönetim katını saymıyoruz, çünkü Arap ülkelerinin çoğu yöneticilerinin durumu AKP iktidarından da beterdir yani işbirlikçidir.
Arap dünyasında dün adı her yerde anılan Bay Tayyip’in bugün için düşman yerine konmasının şaşılacak bir yanı yoktur. Çünkü Bay Tayyip tıpkı Obama, Sarkozy, Berlusconi, Cameron gibi Arap ülkelerine karşı insanlık suçu işleyen çetenin içindedir. Durumu kendisi de açıkça gördüğü için içine düştüğü durumdan kurtulmak istemektedir. Bu yüzden de işin en kolayına kaçarak Gazze ziyaretini planına almıştır. Hoş Bay Tayyip’in Gazze ziyareti öz itibariyle durumu değiştirmeyecek ama Arap kamuoyunda Bay Tayyip’in İsrail şovu kendi yanlarındaymış gibi yorumlanacak ve Bay Tayyip’in aldatma üzerine kurduğu politika kendisini içine düştüğü durumdan çıkarmaya yarayacaktır.
Haber Türk’ün yeni prensi Yiğit Bulut’u AKP’nin özellikle İsrail ile ilgili yaptırım kararları epey etkilemiş olmalı ki, o da köşesinden hemen bir yazı döktürmüş ve AKP iktidarına atfen Türkiye’nin küresel sermayenin güdümünden çıktığı sonucuna varan düşünceler ileri sürerek ‘büyük devlet’ (siz buna emperyal de diyebilirsiniz) olma sevinci ile nasıl yapılanılacağına dair bir dizi öneri sıralamıştır. Bütün bu önerilerin ve dipte yatıp da padişahı düşlerinde görenlerin gerçeklerle hiç mi hiç arası iyi olmamıştır nedense. Onlar hep olmayacak düşlerin peşinde Türkiye’nin çıkılmaz bir bataklığa sürüklenmesi için ellerinden geleni yapmışlardır. Dolayısı ile Yiğit Bulut’un Haber Türk Gazetesi’nde 5 Eylül günü yazdığı yazı yer yer milliyetçilik, yer yer Osmanlıcılıkla süslenmiş bir yazı olup onun ki de tıpkı Bay Tayyip’in Gazze gezisi gibi şov özelliği taşımaktadır.
AKP’nin dış politikası küresel sermayenin ve Pentagon’un dışında oluşturulmuş bir politika değildir. Bu yüzden de aldığı bütün kararlar ya Türkiye’ye ya da emperyalizmden zarar görecek olan ülkelere zarar vermektedir. Şimdiye kadar bir tek iyi diyebileceğimiz dış politikası olmayan bir partinin salt zevahiri kurtarmak amacıyla İsrail’e yönelik laflarından yiğitlemeler çıkarmak at fışkısında altın aramak gibi bir şeydir. Zaten AKP de hep bunu yapmaktadır.
Küçük bir not: önceki gün televizyon haberlerinde Suriye askerleri rejim karşıtı Suriyelileri bir okula doldurmuş hem öğretmeniniz kim diye soruyor hem de tokatlıyordu. Öğretmenimiz Beşar Esad diyenler bile dayaktan kurtulamıyor enselerine tokadı yiyorlardı. Bazılarının ise sakalı yolunuyor ensesine de bir tokat patlatılarak işkence yapıldığı izlenimi veren bir mizansen oynanıyordu. İşte bu mizansen daha önce olduğu gibi kimbilir hangi Arap ülkesinde hazırlanıp filmi yapılmış ve dünyaya servis edilmiş yalandır kuşkunuz olmasın bunu da en kısa zamanda öğreneceğiz.