AKP YÜKLENİYOR SONRA BİR DAHA YÜKLENİYOR

Yazan: Turgut Koçak 22 Mayıs 2020

Siyasete soldan bakanlar geceli gündüzlü kafa patlatıp bir sonuca varmadan ‘Dur bakalım nolacak’a gelip istop ediyorlar. Çünkü AKP ve saray iktidarının yapıp ettikleri ve nasıl bir rejim istediği bütün çıplaklığı ile ortada. Ancak AKP ve saray iktidarı da bir türlü noktayı koyma aşamasına gelemiyor. Kendince haklı nedenleri var, var çünkü o da alacağı sonuçtan kesin olarak emin değil. Bu yüzden bir yükleniyor, gelen tepkilere göre şiddetini arttırarak ya da biraz azaltarak bir daha yüklenmekten de geri kalmıyor.

Bütün bunlar yapılırken muhalefetin ve kendisinin nasıl bir güç sahibi olduğunun da hesabı sanıyoruz ki Erdoğan’ın bildiğimiz ya da bilmediğimiz hesap merkezlerinde hesabı mutlaka yapılıyordur. Çünkü AKP hesaplaşma takvimini bugüne dek çok da gizli tutmuş değildir. Bu yüzden de 2023 tarihi onların içinde bir uhde olarak sık sık dışa vurdukları gibi öylece durmaktadır. Onlar istiyorlar ki devletin rejimiyle, eğitimi, sağlık sistemiyle tam olarak ele geçirildiği bir tarih de olmalıdır ki bu tarih ne konuşmuşlarsa yerine getirdiklerine dair söyleyecekleri konuşulacak bir öyküleri olsun istiyorlar ellerinde. Eğer 2023 yılına kadar varırlarsa o tarih varmış olmakla olmaz, aynı zamanda da ileri sürdükleri ne varsa gerçekleştirebilecekleri bir gücün de arkalarında olması için büyük bir çaba içindedirler.

AKP ve saray iktidarının bugünlerde hemen her diri duruşu darbe olarak nitelediğine göre bu nitelemenin arkasında yatan şey kesinlikle olası bir darbe korkusundan değildir. İktidar bu zemin üzerinden yürüyor çünkü bugüne kadar meşruluğu tartışılır o kadar çok zemin AKP ve saray iktidarının ayak bastığı ve yürüdüğü zemin olarak karışımıza çıkmıştır ki ister istemez bu zemini kullananlar kendileri de irtifa kaybetmekle karşı karşıyadırlar. İşte bu yüzden AKP ve saray iktidarının yineleyip durduğu darbe söylentileri kendisine de yitirdiği meşruiyeti yeniden kazandırabileceği iyi kötü kazanılan bir puan olarak da hanesine eklenebilmektedir.

Darbe söylentisinin etkisi AKP ve saray bu zemini bilerek ve isteyerek tartışmaya açmış bile olsa bu siyasetin alıcıları sadece AKP’lilerden, MHP’lilerden de ibaret sanılmamalıdır. Çünkü bu yalan ve maddi zemini olmayan siyasetin muhalefet saflarında ve hatta kendilerini ilerici, devrimci olarak bile görenler arasında da çok sayıda alıcısı mevcuttur. Çünkü bu kesimler gerektiği kadar yorumlama yetisine sahip olmadıkları, iktidarın niyetini de iyi okuyamamalarından kaynaklı kolaylıkla şu düşünceye kendilerini kaptırıp AKP’nin değirmenine su taşıyabilirler. O da en kötü demokrasi darbecilerin yönetiminden daha iyidir düşüncesidir ki ortada darbe falan yoktur ama AKP ve saray çevrelerinin bu tevatürlerine de zemin hazırlanmış olur.

Kaldı ki AKP’nin kafasında seçim var mı yok mu o bile belirsizken, hele de AKP sıkı bir seçim çalışması ile seçimleri kazanması bile tartışılabilir haldeyken seçimlerin yapılamayacağını düşünmek bile hayalci olarak görülmemelidir.

Bununla birlikte öyle görünüyor ki seçimler yapılsa bile muhalefetin kazanmasının çok daha zorlaşacağı yasal değişikliklerin yapılması bile gündemdedir. Bunları da bir yana bıraksak AKP kimsenin aklına gelmeyecek olan yeni yeni atraksiyonlarla durumunu kurtarma yoluna bile gideceği asla göz ardı edilmemelidir.

Hani muhalefet ne kadar haklı bir zemin üzerinde hareket ederse etsin, ne kadar aman daha dikkatli olalım, kavga çıkaran biz olmayalım gibi işi bir yerden alırsa alsın iktidar tarafından en hafifinden terörist olarak suçlanmakta, hain damgasından da bir türlü yakasını kurtaramamaktadır.

HDP’ye çekilen operasyon ise seçim konusunda umutları iyice kırmış durumdadır. Kazananın kaybettiği seçim sonuçlarıyla Türkiye ilk kez bu denli ağır bir sınavla sınanmakta bu durumda HDP’nin nasıl bir tutum alacağı bile AKP’nin oynamak ve gerçekleştirmek istediği oyunlara ve sonuçlara etki edeceği gerçeği ile de bizleri karşı karşıya getirmektedir.

Dolayısı ile AKP ve saray iktidarının 2023 yılı niyetlerini boşa çıkarmak için HDP’in kendisini bu kadar yalnız hissetmesi olayı da bırakalım ilericiliği, devrimciliği demokrat olmayla bile bağdaştırılacak bir durum değildir.

Son söz bizler kimsenin niyetini okumak için ne düşünüyor ne de bu yazıları yazıyoruz.

Bizler önümüzdeki günlerde yaşanması olası çok daha büyük faşizan tehlikelerin önünü kesmek ve işçilerin emekçilerin kurtuluş mücadelesi yolunda yürümek amacıyla kafa patlatıyoruz ki bu yüzden de söylemek istediklerimizi bıkmadan usanmadan bin kez yinelemeyi vazgeçilemez bir görev sayıyoruz.