Yazan: Turgut Koçak 22 Aralık 2021
Ülkemizin yüz yıllık tarihinde AKP ve saray iktidarı kadar ömrü uzun süren bir iktidar yoktur. AKP iktidara geldiği günden bu tarihe kadar geçen sürede doğanların en büyüğü yirmi yaşında yurttaşlarımızdı. Bugüne kadar gelmiş geçmiş iktidarlar düşünüldüğünde ömrü en uzun süren iktidar Erdoğan’ın iktidarıdır. Bu süreç içinde düşünürüz ki Erdoğan önemli sayacağımız deneyimler kazanmış ve kurt bir politikacı olup çıkmıştır. Ama değil. AKP diye bir partinin varlığı tartışma götürdüğü için bu partinin deneyiminden söz edemeyiz. Edecekse bir tek kişinin yani Recep Tayyip Erdoğan’ın deneyimlerinden söz edebiliriz ki deneyim terazisine vurduğumuz zaman ortada bir deneyimin falan olmadığını açıkça görüyoruz. Ama bu deneyimi İslami bir takım yapıların deneyimleriyle düşünsek bile bugün Ortadoğu dahil deneyim adına kendilerinden söz edeceğimiz bir tek İslami yapıdan söz edemeyiz. Olanlar da tıpkı Mısır’da olduğu gibi çöküp gitmiştir. Esasında Siyasallaştırılmış İslam anlayışı çökmüş olduğu için bu saatten sonra süreye bakarak AKP ve saray iktidarına gelecek biçmenin de bir anlamı kalmamıştır.
AKP ve saray iktidarının olası gönderilişi sonrasında aklımıza gelen bazı senaryolar tabi ki de vardır. Bunlardan birisi bu iktidarın seçimleri yitirdikten sonra daha önce seçim yitiren partiler gibi muhalefette kalıp muhalefet görevi üstlenecek bir parti olup olmadığı konusudur. AKP ve saray iktidarının yapıp ettiklerine baktığımız zaman bu olanağı neredeyse hemen hemen yok gibidir. Çünkü yasalar işletildiğinde mevcut Anayasa ve yasalara göre bile bu iktidarın vermesi gereken o kadar çok hesap var ki bunları düşündüğümüz zaman ister istemez aklımıza çok şeyler gelmektedir. Hoş böyle bir durumda bugünkü muhalefet iktidar olduğunda bu hesabı sormaz da olanı biteni sineye çekerse bilinmelidir ki toplum katında da büyük bir hoşnutsuzluk yaratmış olacaktır. Yarattığı bu hoşnutsuzluk nedeniyle ve halkın istemlerine de yeterince yanıt vermediğinde ülkenin bir kez daha kargaşaya girmesi hesap dışı tutulacak şeyler değildir.
Böyle bir durumda sol ve sosyalist kesim ne yapacaktır diye ister istemez kafa patlatıyoruz. Vardığımız sonuç ne yazık ki kendimizi olumlamaya yetmiyor. Yetmiyor çünkü hem yeterince örgütlü olmayışımız hem de fazla parçalı oluşumuz bizim böylesi durumlarda işe el koyma girişimimize ket vuruyor. Dolayısıyla sağın ağırlıklı olarak temsil edildiği parlamenter sistemde ister istemez sorunların çözümü ile ilgili atılacak adımlarda başarılı adımlar atılması oldukça zor görünüyor. Bu yüzden de AKP ve saray iktidarı sonrasını daha çok karmaşa ortamının etkili olacağı bir dönem olarak düşünmeden edemiyoruz.
Eğer iktidarın gönderilmesi için içerde yüksek bir basınç söz konusu olmaz ise Erdoğan’ın ayak dirediği zaman önünde Avrupa imiş, ABD imiş ya da ne bileyim demokrasiden yana dışardan her hangi bir güçmüş takacağını da sanmıyoruz. Erdoğan neyi ne kadar karşılar hesabı zor ama yine de elinde kullanabileceği kozlarının olduğunu unutmamak gerekir. Yani öteden beri dışardan ülkeye demokrasi getirilebileceğini hesap edenlerin ki varsa böyleleri gerçekten de bu anlayış bugüne kadar nasıl hep altı boş çıktıysa yine altı boş çıkacaktır zaten kapitalist/emperyalist dünyadan demokrasi beklemek ağır bir çıkışsızlık olabilir o kadar.
Yukarıda söyledik. AKP gerçekte bir hiçtir. Bu parti bu yüzden Erdoğan’sın bir gün bile ayakta kalamaz. Erdoğan’la yürüdüğü sürece de bu partiyi kendisini muhalefet gibi düşünüp olması gerekeni kabul etmesi olası değildir.
Gelelim AKP’nin yerine geleceği düşünülen iktidarın konumuna. Bugün söylenenlere baktığımız zaman ilk altı ayda şunları yapacağız, sonrasında şunları diye konuşuluyor bunları da duyuyoruz. Ancak işin konuşulduğu gibi kolay olmayacağını da bilmiyor değiliz. Çünkü bu iktidar 20 yıldır hemen her alanda kadrolarını yetiştirdi ve ilgili kurum ve kuruluşlara yerleştirdi. Bu kadrolar tasfiye edilmediği sürece iş başına gelecek olan iktidarın bütün işlerini baltalayacaktır.
Hem sadece baltalamakla da kalınılacağı düşünülmemeli olası kavgalarda iyi hesap edilmelidir. Bu durumda nasıl adımlar atılacaktır bu bile iyi düşünülmez ve gerekli önlemler alınmaz ise iktidarı bekleyen şey kesinlikle kargaşa olacaktır.
Bazıları bugün kazanılmış olan İstanbul başta bazı büyük şehirlerde AKP’nin engellemeleri kadar engelleme yoluna gidilir daha ötesine onlar da cesaret edemezler diye düşünülürse kesinlikle yanılınmış olur. Çünkü bu iktidarı elinde kendiliğinden olmasa bile bir göz kırpması ile harekete geçecek geniş bir lümpen kesimin olduğu göz ardı edilemez. Yani iktidardan düşmüş olan AKP ve özellikle de Erdoğan’ın çevresinde kümelenen grupları yukarıda sözünü ettiğimiz amaçlar için kullanılacağı bilinmelidir.
Bazılarını bizim bu yazdıklarımızı moralsizlik yaratmak gibi görebilirler. Ancak değil, olup bitenlere baktığımız zaman olabileceği yüksek bir gerçekten söz ediyoruz.
Bu tür olasılıklara da hazırlıklı olmak bize ne kaybettirir değil mi?