Yazan: Turgut Koçak 4 Ağustos 2021
Erdoğan bastı kıyı ve ormanlarımızla ilgili yasanın altına imzayı resmi gazetede yayımlanır yayımlanmaz ülkemizin 50-60 noktasında orman yangınları patlayıverdi. Bu sözlerimize biliyorum AKP’liler karşı çıkacaklar ve bize demediklerini bırakmayacak ve öküzün altında buzağı aradığımızı söyleme pişkinliğini bile göstereceklerdir fakat böylesine bir rastlantıyı anlamaya çalışmak için biliyoruz acaba bile demeyeceklerdir. Gerçi o kadar saf değiliz, bu sistemi ta beyinlerinin hücrelerine kadar içselleştirmiş olanlar niye acaba desinler ki ama bizim sözümüz tabi ki de onlara değil. Olay ve olguları daha safiyane değerlendiren yurttaşlaradır.
Şimdi bıraktık yangınların altında bir hinoğlu hinliğin yattığını ama yangın sonrası iktidarın tutum ve davranışlarına baktığımız zaman gördük ki söylediklerimizin hepsi harfiyen doğrudur. Bu yangının altında sayısız Çapanoğlu’nun çıkacağı bir gerçektir. Çünkü gerçek olduğunu gösterene az şeye tanık olmadık olmuyoruz.
Yangın bütün hızıyla sürerken Erdoğan bölgeye gitti ve Marmaris’te halkın tepesine çay ve oyuncak fırlattı. Yangının söndürülmesi için bir tane yangın söndürme uçağı bile sahada yoktu. Yangın uzun süre kendiliğinden organize olmuş halk tarafından söndürülmeye çalışıldı. Hürriyet Gazetesi mi ne yangın için KURTULUŞ SAVAŞI GİBİ başlığını atmış ya halkın gayreti böyleydi ama iktidarın tutumu işgali seyreden Osmanlı Padişahı Vahdettin’den farksızdı. Yangın yerine giden Tarım Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin açıklamaları ise kan dondurucuydu o kadar. Ortada uçak muçak yoktu ama karadan insanlar ha gayret yangının önünü almaya çalışıyorlardı.
Böylesine beceriksiz ve niyeti belirsiz bakanlar bu yangın olayını bile kötüye kullanmak için her yola başvurdular. İktidarın trolleri harekete geçti ve ormanların HDP/PKK ve CHP tarafından yakıldığını söyleyecek kadar ileri gittiler. Kimileri de açıktan açığa Kürtleri hedef alan açıklamalarda bulundular. Bu sözleri söyleyenler sözlerini de bir güzel milli birlik ve beraberlik sosuyla sosyalıp halka yedirmeye kalktılar. Erdoğan asabi bir görüntü ile KHK’nın uçağı muçağı yok diye bu konuda konuşanları bir güzel parpaladı. Ordu yangının söndürülmesi için göreve çağrılmadı ama 100 kadar Azerbaycan ordu mensubu sahada boy gösterdi. Yandaş ve yalaka basın işi gücü bırakarak bu boşuna gayreti ise Türk’ün Türk’ten başka dostu yok havalarında verdi. Ama bizim ordumuz kışladan çıkartılmadı. Dünyanın hiçbir ülkesinden de yangının söndürülmesi için yardım istenmedi. İstenmedi çünkü iktidar bu konuyu bile halkımız nezdinde kullanmak gibi bir kurnazlığa yeltendi.
Bir de memleketin başına bela olmuş TOKİ’si vardı ki o duracak değil ya yangın her tarafı sarmış TOKİ’de bir açıklama yapıp yanan evlerin yerine yenisinin yapılacağını planlarının bile hazır olduğunu söylemez mi yeminle söylüyorum aklımızın şaftını kaydırdı. TOKİ’de ki bu el çabukluğu marifet nasıl bir şeydi pek anlamadığımız için sorduk soruşurduk daha doğru dürüst bir yargıya bile varamamışken ikinci açıklama planlar önceden hazırdı diye gelmez mi? Kafamızı bu açıklamalar iyice böceklendirdi ve anladık ki yanan ormanlarımızda bir fail vardır, bu fail çok da gizli değildir. Bütün bunlar yetmedi bir açıklama da Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özener’den gelmez mi? Böylece bütün taşlar gediğine oturmuş oldu. Özener şunları söyledi: “Evleri kullanılamaz hale gelen vatandaşlarımız için TOKİ tarafından 20 yıl ödemeli, istedikleri şekilde evler yapılacak. Evi eski olan vatandaşlar, ‘keşke bizim de evimiz yansaydı’ diyecekler”.
Nasıl, yangın niye daha başladığı zaman söndürülmemiş anladınız mı?
Her şey o kadar açık ki. Kültür ve Turizm Bakanı otelleri olan bir kişi. Sanayi ve Teknoloji Bakanı sanayici, Milli Eğitim bakanı Okulları olan bir patron. Sağlık Bakanı hastaneleri ve üniversitesi olan bir iş insanı. Peki, Tarım ve Orman Bakanı neyin nesi? Valla onların zenginliğini biliyoruz da neyin patronudur şimdi bilemedik. Ancak hiçbir şey olmadığından da adımız gibi eminiz. Eminiz çünkü tarımdan ve ormandan anlamayan böyle bir bakan değil bizim ülkemize dünyanın hiçbir ülkesine de kesinlikle gelmemiştir bunu biliyoruz.
Bu kadar can sıkıntısından sonra şunu da iyi biliyoruz ki bu iktidar öyle ya da böyle gidecektir.
Halkın aklıyla alay etmenin bedelini de kesinlikle ödeyecektir.
Bunu da iyi biliyoruz.