AKP GRUP TOPLANTISINDA ERDOĞAN’IN SÖYLEDİKLERİ

Yazan: Turgut Koçak 27 Mayıs 2021

Şu Sedat Peker çatışmasıyla su yüzüne çıkan AKP’deki çatlağın boyutları hakkında hiç kuşku yok ki bir düşünce sahibi olduk. Ancak bir gerçeği de görmüş olduk ki o gerçek gerçekten de ciddiye alınması gereken çok büyük bir tehlikedir. Şimdi o tehlikeye değinmekte yarar var.

Onca kötü siyasetin sorumlusu olarak Erdoğan bir şekilde birçok şeyden muaf tutulup başka türlü değerlendirilmek isteniyor. Kimileri evet, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile ilgili ileri sürülen savlar çok ciddi. Bu konuda Recep Tayyip Erdoğan bugüne kadar bir açıklama yapmadıysa bunun da bir nedeni var. Erdoğan her konuyu bir yana not ediyordur günü geldiğinde de adımını atacaktır.

Günü gelip gelmediği bilmiyoruz ama Erdoğan bu Çarşamba parti grubunun toplantısında bu konuda adımını attı. O adım sonucunda görüldü ki Erdoğan, Süleyman Soylu’ya bir biçimde sahip çıkmaktadır. Bu yüzden de AKP teşkilatlarına verilen “Soylu yalnız değildir” mesajı en tepedeki kişi tarafından verilmiş oldu diyebiliriz. Yani Soylu’nun bu andan itibaren AKP ve saray iktidarı içinde daha da güç kazanacağı kesinlik kazandı. Zaten durumun ciddiyetini anlamak için damat Berat Albayrak’tan vazgeçilmiş olmasından bu sonucu çıkarmalıydık.

Bununla birlikte AKP içinde Süleyman Soylu’nun izlediği yol ve yöntemden rahatsız olduğu belirtilen kimi öbeklerin etkili olacağı bu yüzden de Soylu’nun bir şekilde görevden alınacağı dillendirilip duruyordu ama görüldüğü gibi beklenilen olmadı. Erdoğan grup toplantısında hem Soylu’yu hem de Sedat Peker’in suçladığı Yıldırım Akbulut ve oğlu da içinde birçok kimseye sahip çıktı ve Peker Erdoğan’ın gözünde bir suç çetesi olarak nitelendirildi ve sözlerine itibar edilemeyeceği dile getirilerek bir anlamda nokta konulmuş olundu demiyorum ama önem arz eden şeyler de böylece söylenmiş oldu.

Konu ile ilgili yargının işaret edilmesi hem Soylu hem de Erdoğan tarafından yapılmış olmasının da bizce hiçbir önemi yoktur. Yoktur, çünkü bütün sözü edilen gerçekleri kamuoyu adına sorgulayacak ve su yüzüne çıkaracak ortada ne yargı vardır ne de bu işi başaracak bir çap. Konu ile ilgili Erdoğan’ın konuşmasını ise değerlendirsek, değerlendirsek gerçeklerin ortaya çıkması için söylenmiş sözler değil de yargıya talimat olarak değerlendirebiliriz çünkü Erdoğan bunu yaptı.

Gelelim bu iktidarın bizzat en tepedeki kişisinin ağzından işlerin ne denli tehlikeli boyutlara tırmandırıldığına. Neymiş efendim, gelin hanım (Meral Akşener kast ediliyor) İkizdere’ye gitmiş gerekli mesajı almamış sonra da Çayeli’ne giderek orada da gerekli tepkiyi almış. Böyle giderseymiş eğer daha neler görecekmişiz neler. Bunu söyleyen ne mafya olarak bilinen kesimler ne de AKP’nin kışkırtıcılık ve sövme işleriyle görevli trolleri. Bu sözler doğrudan Erdoğan’ın ağzından çıkıyor? Sizce bu sözler niçin söylenir ve kimlere ve işi nerelere kadar tırmandırmak için söylenir isterseniz oturup düşünün.

Siyaseti bu şekilde sınırlayan bu çatışma zihniyeti işi nereye vardırmak istemektedir? Daha da önemlisi güdülen siyaset çatışma ise ki öyle görünüyor Erdoğan’ın Soylu’yu sahiplenmesinden doğal ne olabilir? Ya da gerçekten bizler daha neler görecek neler isek bunun için Soylu biçilmiş kaftandır. Dolayısıyla da saray için vazgeçilmezdir.

Ama bu tür davranış en hafifinden en tepedeki kişi tarafından söylenirse sonuçları ağır olacak bir suçtur. Suçu paylaşanlar ise doğası gereği sıra kendilerine de gelebileceğini düşündüklerinden birbirleri için vaz geçilmez olurlar. Sözü oraya buraya çekiyor değiliz, günü geldiğinde yargı eğer işletilebilirse bu davranışların karşılığı elbette olacaktır. Şimdiyse bu tür davranışlar AKP’nin giderek daha da erimesini getiriyor olsa da çıkmayan canda umut vardır hesabı bir gidiştir bu da yazgı ortaklığı gereğidir.

Bizler yetki bağlamında Erdoğan’la eşitiz demiyoruz ama yasalar karşısında en azından eşit olduğumuzu belirten Anayasal hükümlerin olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Birisi erkte bulunmanın hesabıyla bizi ezecek, gerektiğinde doğrayacak ya da ne bileyim anamızdan emdiğimiz sütü burnumuzdan getirecekse bizler de mağrur bir şekilde salhaneye giden büyükbaş hayvanlar da değiliz.

Ülkemize de sahip çıkarız, kendimize de.

Yoksa beğenelim ya da beğenmeyelim hepimizi bağladığı ileri sürülen Anayasa’nın başlangıç ilkeleri niçin vardır ve de niçin bağlayıcı hükümler olarak konulmuştur herkesin bilmesini ama en çok da Erdoğan’ın bilmesini isteriz…