AKP GİDECEK DEDİK DE…

Yazan: Turgut Koçak 20 Eylül 2013

Dünyanın hiçbir yerinde AKP iktidarı gibi ülkelerini kötü yöneten bir iktidar görülmemiştir. Her şeyi bir yana bırakıp salt, Suriye politikasını bile ele alsak; dünyada herhangi bir iktidar bu politikanın mimarı olsaydı arkasından davul dümbelek çalınarak iktidardan gönderilirdi. Peki, nasıl oluyor da AKP her şeye karşın iktidarda kalmayı becerebiliyor? Siz kalkın; Afganistan’da ABD’nin ortağı olun ve Taliban’a karşı NATO çerçevesinde mücadele edin, Suriye’de ise tam tersini yaparak ne kadar ipten kazıktan kopma halk düşmanı İslami terör örgütleri varsa onlarla ilişki kurarak koruyup kollayın, yetmez besleyin ve silahlandırın sonra da sürün Suriye halkının üstüne. Bu kanlı oyun oynanırken de AKP iktidarı her gün sahnede olsun ve dolap üstüne dolap çevirsin.

Suriye’de kullanılan kimyasalların nasıl olup da El Nusracıların, El Kaidecilerin, Müslüman Kardeşler Örgütü’nün eline geçtiğini elbette ki İktidar sorgulayamaz. Çünkü AKP iktidarı bu kimyasallara bilerek ve isteyerek yol vermiştir. Konu ile ilgili tonluk alışveriş pazarlıklarının yapıldığı savcılık belgelerine telefon konuşmaları ile girmiş bulunmaktadır. Kimyasalların Erzincan’dan, İzmir’den getirilmesi konuşmalarda bile yer almış, kaldı ki, Adana’da sözü geçen şüpheliler yakalanmışlardır bile.

Rusya’nın kimyasalların Türkiye’den ÖSO’cular verildiği savı karşısında paniğe kapılan Recep Tayyip ve tayfası; alelacele bir açıklama yaparak “varsa kanıtları ortaya koysunlar” demişlerdir. Rusya konu ile ilgili kanıtları nasıl elde etmişse hiç kuşkunuz olmasın ki, ABD de aynı kanıtları elinde bulundurmaktadır. Bütün bunlara ve BM açıklamalarına karşın ABD Dışişleri Bakanı John Kerry nasıl çıkıp da kimyasalları Suriye yönetimi kullandı diyorsa Türk Dışişleri de aynısını yapıyor ve Beşar Esad rejimi tarafından kullanıldığını söylüyor.

Oysa yukarıda sözünü ettiğimiz İslami terör örgütleri bizzat AKP iktidarı tarafından Türkiye sınır boyunca yerleştirilmiş ve sınırdan giriş çıkışlarına kolaylıklar sağlanmıştır. Daha dün yaşadığımız Apaydın Kampı’nda olup bitenleri asla unutmuş değiliz. Terör odakları bu kampta eğitildikleri için CHP milletvekillerinin bile bu kampa girişlerine izin verilmemiştir. Bugün buna gerek kalmamıştır. Çünkü Suriye içinde terör odaklarının eğitim yapıp rahatlıkla katliam yapacakları bir alanı kontrol altına almış bulunmaktadırlar. Bu güçlere stratejik destek ise bizzat Türkiye’den yapılmaktadır. 930 kilometrelik sınır tam anlamıyla kontrolsüzdür. Sınıra sadece ve sadece Suriye’yi tehdit amacı ile yerleştirilen Türk Silahlı Kuvvetleri ise sınırdan girip çıkan terör gruplarına bakmamaktadır. Aksine onların geçişine göz yumulmakta, Suriye’de işlerin daha da kötüye gitmesi için her türlü ortam bilerek ve istenilerek hazırlanmaktadır.

Gazeteleri açtığımız zaman El Nusra’ya komşu olduğumuz yazılarak güya eleştiri yapılmaktadır. Bu değerlendirme gerçekten de içi boş bir değerlendirmedir. El Nusra’yı; niçin ele geçirdikleri söylenen bölgede arıyoruz ki? Bugün El Nusra ve ötekiler doğrudan AKP iktidarının kader ortakları değil mi? Bu durumda ülkemiz içinde ve Suriye’de ve Suriye sınırında El Nusra ve öteki terör örgütlerinin varlığını bilmiyor muyuz? Ha bu örgütlerin gelecekte ülkemizin başına bela olacağını düşünenler varsa onlara da anımsatalım; AKP iktidarı elinden kaçırdığını gördüğünde bunları kullanmayacağını sanıyorsanız gerçekten de safsınız demektir.

Recep Tayyip Erdoğan konuşuyor. Neymiş efendim 4 Ekim tarihinde Suriye Tezkeresi ya aynen ya da kısmi değişiklikler yapılarak meclise getirilecekmiş. İnanıyorum ki, bu tezkereye muhalefet de şiddetle karşı koymayacak; korkarız ki vatan, millet hikayesi ile tezkere göz göre göre meclisten geçirilecektir. Bu andan sonra da savaş suçlusu salt Recep Tayyip Erdoğan ve tayfası olmayacak TBMM’de bulunan bütün milletvekilleri olacaktır.

Dünden bu yana AKP’nin kötü politikaları nedeniyle nasıl tepetaklak gittiğine işaret ettik. Bununla birlikte AKP iktidarı aleyhine olan her gelişmeyi bir şekilde atlatmayı başardı diyebiliriz. Bu nasıl oldu diyorsanız; bunun yanıtı çok açıktır. Mecliste bulunan siyasi partiler her defasında iyice itibarsızlaşmış AKP iktidarını bir şekilde tutup ayağa kaldırdılar ve de AKP’nin belini doğrultmasına ortam hazırladılar.

Bu yüzdendir ki AKP hacıyatmaz gibi her defasında ayağa kalktıysa nedeni AKP’nin becerisinden değildir.

Nedeni muhalefetin koltuk değneği görevini iyi yapmasındandır.