AKP ARTIK YASTIK DÖŞEK HASTA

Yazan: Turgut Koçak 11 Mayıs 2015

AKP artık yastık döşek hasta. AKP artık dönülmez yolların ufkunda. Artık bu parti için geriye dönmek olası değil çünkü vakit çok geç. Önce Ahmet Davutoğlu’nun Urfa mitingini konuşalım. Eyy Davutoğlu’nu dinlemek için alana koşan Urfalılar; Davutoğlu’nun konuşması sizde ne iz bıraktı? Ben yaşamımda kötü konuşmacı çok gördüm ama Ahmet Davutoğlu gibi birine daha tanık olmuş değilim. İçeriksiz, durma yeri belli değil, coşku ayarlaması sıfır. Özetle en kötü kuş ötüşü gibi maşallah.

Urfa’yı bilir misiniz? Haran Ovası vardır, GAP’ı vardır ama Urfa halkı açlık ve yoksullukla boğuşmaktadır. Daha okullar bile kapanmış değildir ama Urfa’nın mevsimlik işçileri çoktan gurbet ellerin yolunu tutmuş tarım işçisi olarak geleceksiz, güvencesiz büyük acılar çekmektedir. AKP Urfalıların oyunu dinci, tarikatçi güçler aracılığı ile denetlemekte bu yöntemle bayağı bir oy alabilmektedir. Ne var ki, bu dinci tarikatçi zevatın yönlendirmesi altında olan yığınlar için ekmek, aş, iş sadece ve sadece uzak diyarlarda bir düştür.

AKP iktidarı bu acı sosyal felaketi çözmek için şimdiye kadar bir tek taş dikmişse birileri öne çıkıp konuşsun. Dikmemiştir, ancak AKP’de yalan da çoktur, kıvırtma da. Bu yüzden de bir slogan belirlemişler; “onlar konuşur biz yaparız” diye. Yani yapılmayan şeyler yapılmış gibi gösterilerek gözboyamaya kalkışılmaktadır. Şimdiye kadar bu yöntemi tutturan AKP artık bu Alicengiz oyununu tutturamamaktadır.

Tutturamamaktadır çünkü Amasya’da Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun karşısına çıkan 80 yaşına varıp merdiven dayamış bir emekli bakanın yüzüne “açız aç” diye bağırmaktadır.

Ya peki, Davutoğlu Urfalılara nasıl seslenmiş, neler vaad etmiştir? Hiçbir şey. Doğru gitmiş Süleyman Şah Türbesini ziyaret etmiş, bu ani ziyaret karşısında şaşıran askeri öpüp kucakladıktan sonra Urfa miting meydanında Urfalılara tarihin en büyük mücdesini vermiştir.

Ne mücdesiymiş efendim?

Davutoğlu, Süleyman Şah Türbesi’ni Urfalılara emanet etmişmiş. Bir gece kahramanca bir operasyonla Suriye’nin içlerinden türbeyi söküp getiren iktidar ve en tepedeki Recep Tayyip Erdoğan kahramanlık olarak halka yutturmaya çalışarak yoğun bir zafer kazanmış kumandan edasıyla propaganda yürütmüşler ama bu balona iğne batırılarak fıs diye indirilmiştir. Süleyman Şah Türbesinin kaçırılma operasyonunu da zafer değil, bir kaçış olduğu kısa zamanda anlaşılmıştır. İşte kaçırılarak sınıra getirilen bu türbe Urfalılara emanet edilmiş. Gerçekten de Urfalılar yandılar demektir. Çünkü Davutoğlu gibi halkı kandırmaktan öte bir meziyetleri olmayan kimselerce öyle görünüyor ki, Urfalılar epey istismar edileceklerdir. Ancak bu emanet işinde yine de bir aksaklık vardır. Madem olan olmuştur, bu türbe sınırdan da getirilmeli Urfa’nın öyle bir yerine konulmalı ki, hiç değil bu emanetten zarar gören Urfalılar turistik ziyaretin artması ile bir ölçüde de olsa bu emanetten yararlanmış olsalar daha iyi değil mi? Bilemeyiz, belki de emanetle başlayan girişim taşımayla da bitebilir ama bunun için ne yazık ki AKP iktidarının zamanı kalmadı.

Yani 7 Haziran’dan sonra iktidar olmaları öyle görünüyor ki mucize gibi bir şeydir. Tabi bu iktidar sosyal medyada iddia edildiği gibi seçimi kaybettiği iyice gün yüzüne çıkar da bu yüzden Suriye’ye yönelik bir savaş girişiminde bulunmazsa.

Recep Tayyip Erdoğan bu işi Ahmet Davutoğlu’nun götüremediğini görmüş ve kendisi de her şeyi bir kenara iterek meydanlara inivermiştir. Bu konuda kendisini eleştirenler var. Tarafsız olmalıymış falan filan diye. Doğrudur da, Erdoğan’ın tarafsız olmak gibi bir seçeneği yok ki. AKP gittiyse kendisi de Kaç/ak Saray’da başkanlık yapacak ve %51 virgül bilmem kaç oy aldım diyerek milletin parasını harcayıp duracak değil ya, kendisine de “gel bakalım” diyen birileri elbette çıkacak.

Bu yüzden de Erdoğan kim ne söylerse söylesin hayatının kumarını oynamak zorunda. Ancak olmuyor işte. İzmir, İzmir Valisi’nin de onca çabasına karşın Erdoğan’ın moralini sıfırlamış atmıştır. Kendisini dinlemeye gelenlerin azlığı gerçekleri gün gibi ortaya çıkarıvermiştir. Belki Erdoğan’ın bundan sonraki mitingleri İzmir gibi fiyasko olmayabilir ama göreceksiniz alanlar görülmemiş sayıda azalacak, bu da halkın Erdoğan’a verdiği en etkili yanıt olacaktır. Yani; yanisi şu; AKP’yi de kendisini de artık Recep Tayyip Erdoğan’ın kurtarmasının olanağı kalmamıştır.

Çabaları, nafile çabalar olarak kalacak, kimi zorlama anketçilerin aksine AKP oyları büyük olasalıkla CHP oylarının da altına düşerek AKP iktidarına yol görünmüş olacaktır.

Yalnız, bu sonuç durup dururken olmaz. Her yurttaş sandığa gitmeli ve oylarını CHP’ye kullanmalı ve halkı hiçe sayanların da saltanatı böylece sona ermelidir.

Önemli bir not: Son zamanlarda HDP’liler, HDP barajı geçmezse AKP kazanır diyerek politika yapmaktadırlar. Onlara kimse barajı geçmeleri için engel değildir. Nereye sesleneceklerini doğru saptamalılar. İlericilere, devrimcilere, sosyalistlere sonra AKP kazanır ha diyerek seslenip oy istemekten vazgeçmelidirler. Çünkü bizler bu filmi çok izledik çok.

Kenan Evren öldü ya, şimdi 12 Eylül’de şu ya da bu şekilde zarar görenlerin hepsi döktürüyor. Bir başka deyişle de devrimciliklerini ortaya koymuş oluyorlar. Bize gelince o zaman da Evren gibilerin ne olduğun söyledik ve bedelini ödedik.

Şimdi de 12 Eylül benzerinin aynısının yaşandığı ve hatta kurumlarını bile bir adım ileri götüren yeni Evrenler sözkonusu.

Bizler şimdi tam da bunları alaşağı etmek için uğraşıyoruz.

Yani neye ve kime karşı olduğumuz öyle açık ki, fazladan Kenan Evren’in adını bile anmak bizim ağzımızı kirletir o kadar…