ADALETİN KESTİĞİ PARMAK

Yazan: Turgut Koçak 6 Ağustos 2013

Hep söylenir; “şeriatın kestiği parmak acımaz” diye. Acaba öyle midir? Bugüne kadar egemenler kendi yasalarını zorla dayatmışlar ve de zorla uygulamışlardır. Üstelik bu uygulamalarına bir de kılıf bulmuşlardır ki, uygulamalardan zarar görenler sonuca isyan etmeyip tevekkülle karşılasınlar. Yukarıdaki sözde işte tam da bunun için söylenmiştir. İnsanlık tarihi minareyi çalanların kılıfını uydurduğu örneklerle doludur. İşte bu kılıf uydurma yüzünden ne kafalar uçurulmuş, ne gövdeler darağacına çekilmiş, ne çok insan zindanlarda çürütülmüştür. Sonra da halk bir kabul etme tüneline sokularak sanki söz kendilerinmiş gibi boyun eğmeye zorlanmıştır.

Şu Ergenekon Davası ile ilgili verilen cezaların oturduğu yer tam da burasıdır. “Şeriatın kestiği parmak acımaz” safsatası.

Şimdi gelelim birilerinin ne dediğine: Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Ergenekon davası ile meşru hükümeti devirmek için darbe planladığının tescillendiğini söylüyor. Bu Egemen Bağış’ın kim olduğunu daha önce yazmıştık ama bir kez daha yinelemekte yarar var. Egemen Bağış Amerika’da eğitim görmüş, bugünlere hazırlanmış ve üzerine CIA elbisesi giydirilmiş, CIA’nın himmetine mazhar bir kişidir. Eğer bu sözleri kolaylıkla söylüyorsa bunda şaşırılacak bir yan yoktur.

AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar, “Mahkeme Ergenekon’un varlığını kabul etti! ‘Nerede bulursam üye olacağım’ diyen KK’yı Silivri’de üyelik kaydına bekliyoruz! Davanın seyrine ve iddianameye baktığımızda karardaki en büyük sürpriz, 12 yıl 6 ay ceza alan Haberal’dır! Müebbetten nasıl döndü, ilginç! Çok açık söylüyorum; Haberal kararı tam bir kurtarma operasyonudur! Gizli tanık değilse mutlaka başka bir nedeni olmalı!” diyerek daha değişik bir yorum getirse de bu kişinin ne menem biri olduğunu bilmeyen yoktur.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun, “Ergenekon Davası"nda verilen kararları “gayrimeşru” olarak değerlendirmesine ilişkin soru üzerine, “Gayrimeşru"nun, maksadını fazlasıyla aşan bir söz olduğunu ifade etti.

“Bir genel başkana yakışmaz, bir siyasetçiye yakışmaz ama bilelim ki Sayın Kılıçdaroğlu, bundan daha ağırlarını, yargılama sırasında söylemişti” diyen Arınç, şöyle devam etti:

“(Bu örgüt nerede, bana adresini gösterin gidip üye olayım) deyinceye kadar, ondan önceki genel başkanın bu örgüte avukatlık yapmasına kalkışmasına kadar, CHP’nin hemen hemen pek çok milletvekilinin, bugün zannediyorum sayıları 30 civarındaymış, oraya giderek mahkeme basmaya varıncaya kadar yaptıkları eylemleri hepimiz biliyoruz. Bu konuşmalara, o eylemlere bakıldığı zaman da bugünkü sözü biraz daha hafif kalıyor ama o toptan yanlış, tümden yanlış. Hiçbir siyasetçi Türkiye’deki adli yargıyı, mahkemeleri, 3 erkten birisi olan gücü böylesine ağır sözlerle suçlayamaz.”

Ergenekon davasında kararın açıklanmasıyla ilgili de, “Biz kimsenin mahkum olmasından, tutuklanmasından şahsen sevinen, el çırpan insanlar değiliz. Ama bir yargı kararı var. Buna herkes şu anda saygı göstermek zorunda” diyerek, şeriatın kestiği parmak acımaz bağlamında sözler söyledi.

Hiç kuşku yok ki, bu dava ve verilen cezalar daha çok konuşulacak. Herkes konuyu kendi penceresinden ele alarak değerlendirme yapacak. Bu cezanın verilmesinden açıktan açığa mutluluk duyanlar bir yandan şeriatın kestiği parmak acımaz diyerek toplumu tevekküle sevkedecekleri gibi bir kesimi de ceza alanların hakettiklerini yazıp söyleyerek daha çok haksızlık yapılmasına ortam hazırlayan kışkırtıcı davranışlarda bulunacaklar.

Bu gelişmeleri olağanmış gibi gören ve gösteren bir sol kesim vardır ki, işte asıl uyarılması gerekenler onlardır. Çünkü AKP ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmanın yollarını aramaktadır. Bu davada verilen cezaların bir nedeni de toplumu teslime zorlamaktır. Onlara göre polis zaten halledilmiştir. Ordu da tıpkı polis gibi bir yoluna konulursa istenilen amaca ulaşılmış olacak, daha önce Recep Tayyip Erdoğan’ın 2023 tarihi için amaçladığı hedefin (hedefleri neymiş biraz kafa yorun anlarsınız) önündeki engeller bir bütün olarak kaldırılmış olacağı gibi muhalefet edenlerin de tamamının kolları, bacakları budanmış olacaktır. AKP hedeflerinden en fazla zarar görecek olanlarsa bilinmelidir ki, ilericiler, devrimciler ve sosyalistler olacaktır. Bu nedenle sol bir kez daha yanılıp AKP ve destekleyicileriyle aynı türküyü söylemeye kalkmamalıdır.

Sonuç olarak AKP’nin amaçları doğrultusunda uygulamaları ortada.

Ne var ki, ülkemiz halkını ne yaparsa yapsın AKP iktidarı ve onun dış uzantıları zaptı rapt altına alıp alamayacak, tonganın altına kendisi gitmekten asla kurtulamayacaktır.