AÇLIK VE ŞAŞA

Yazan: Turgut Koçak 6 Ocak 2020

Bugün ülkemizde çoğu üniversiteler üniversite değil, rektörleri rektör, dekanları dekan, profesörleri de profesör değil. Rektörlere baktığınız zaman 1 oy almış ama adam Reisçi olduğu için hop Recep Tayyip Erdoğan tarafından rektörlüğe getirilmiş. Bazı akademisyenlerse nasıl akademisyen olmuşlar hepimiz biliyoruz. Normalde adama deve kıçı bile yağmalatmazsınız ancak sözüm ona bu akademisyenler çocuklarımıza ders veriyorlar. İşin özü ders vermiyor kafa ütülüyorlar kafa. Sanki bunlar öğrencilere bilim değil de zikir veriyor havasındalar, üstelik de her biri dünyadan bir haber. Gerçek akademisyenlere ise kumpaslar kurulmuş, görevlerinden atılmışlar ve sanki açlığa mahkum edilmişler.

Şimdi durum bu noktada ise sizin hiç aklınız alıyor mu, sarayın rektörlerinin, dekanlarının, profesörlerinin, doçentlerinin öğrenciyi anlayabileceklerini. İşte bu yüzden bir rektörün öğrencileri anlaması, onların neler yaşadıklarının farkına varması mümkün olmuyor. Bu yüzden de öğrencilerin yemeklerine zam yapılarak onlar açlığın içine itiliyor.

Sibel Ünli’nin 1 lira için canına kıymasını bunların anlayabileceğini sanıyor musunuz siz? Bunlar saray yalakalığından insani düşüncelere gelebilirler mi, hiç aklınız alıyor mu? Şimdi oturup düşününce Ankara’nın karlı bir sabahında öyle öfkeleniyorum ki şu da bir gerçek benim gibi öfkelenen o kadar çok insan birikti ki bunlar korkmalı bence. Yemekleri için tepki gösteren öğrencilere dayak attırmak onların işi. Bütün bunlar için oturup düşüneceklerine böyle yapmıyorlar, akıllarına hep GEZİ DİRENİŞİ geliyor. Gezi gösterileri bunların ödünü patlamış olmalı, bu yüzden de ama canım bunlar da tıpkı Gezi gösterilerinde olduğu gibi gösteri yapmaya kalkıyorlar diyenler var.

Bu paçavralar var ya bu paçavralar; daha düne kadar onlar da kendilerini ülkenin Kunta Kinteleri sayıyorlardı, şimdi ise başkalarını Kunta Kinte yerine koyarak ezip üstlerinden buldozerler gibi geçmek istiyorlar iyi mi? Üstelik bütün bunları gerçekleştirirlerken dine ve gericiliğe sarılmaları yok mu insanın kalkıp bunlara gece gündüz ekmeklerini kesip din yedirip din içiresi geliyor.

Sibel Ünli için üzülmemek ede mi be kardeşim? Ama bir de başka bir görüntüye bakalım neler yaşanıyormuş görelim olmaz mı?

Kızları Ankara’da yaşıyor ama Kütahya Belediyesi’nden tıkır tıkır maaşını alıyor. İşe gitmeyip Avrupa’da ülke ülke gezen, AKP Milletvekili Hüsnü Ordu’nun kızı Sümeyra Tuncer var.

Bu ve benzer örnekler o kadar çok ki vicdanınız sızlar. Sizler, üniversite öğrencilerini bu zihniyette olanların anlayacaklarını mı sanıyorsunuz? Anlamak ne söz, öyle değişmişler, öyle değişmişler ki bu feleksizler yere burunlarını düşürseler kibirden dönüp almayacak hale gelmişler. İhvandı, şeyhti, şıhtı, bilmem ne dinci teröristiydi dertleri bile değil, ancak bu kirli sudan beslendikleri için söz gerçeklere geldiğinde hemen bu noktaya çark edip insanları dinle, Allah’la kandırıp duruyorlar. İş böyle olunca da tabi; imam hatip okullarında kafaları ütülenerek yandaş yapmak istedikleri çocuklarımız da hepten akıl yoksunu değil ya onlar da durup yaşadıklarını sorguluyorlar. İşte bu yüzden imam hatip okullarına giden çocuklarımızın yüzde 52’si okullarından memnun değil ve mutsuzlar. Önemli bir bölümü Allah böyle olamaz sorgusunu yapıyor, deist, ateist öğrenci sayısı onların gözbebeği olarak görmek istedikleri okullarda artmaya başlıyor.

Gördüğünüz gibi özel üniversiteler bizim ülkemizde eğitim düzeyi yükselsin, bilimle uğraşan ve kendini geliştiren bir ülke olalım diye özel üniversiteler açılmamış. Bu alan ticari olarak görüldüğü için paraları alıp cebe cukkalayan, görüntüsü 5 yıldızlı otel görüntüsünde olan küçük küçük sınıfları olan yetersiz akademisyenlerin elinde diploma dağıtılan yerler halinde pıtrak gibi çoğalıvermişler. İktidarlarsa önünü arkasını düşünmedikleri için köylere bile üniversite açmaya kalkışmışlar, açmışlar da. Sonra; sonrası malum, orta öğretim düzeyinde işe yaramaz okullar her yanı sarmış. Kandırılanlar da benim çocuğum üniversite okusun diye düşünen anne ve balar olmuş.

Sonuç olarak adaletin olmadığı yerde hiçbir konuda olumlu sonuçlar alamazsınız. Adalet ise bir kişinin ayağının altında paspasa çevrilmiş. Sesinizi çıkardığınızda da haklı mısınız değil misiniz soran eden yok. Birileri gel bakalım deyip yakanıza sarılıyor. Varsın olsun, çarkı bozukların çarkı kırılır arkadaş, bu devranı isteseniz de böyle sürdüremez, gidersiniz gider arkadaş.

Yalnız vurduğunuz vurgunlarla başka ülkelerde şaşa içinde yaşayacağınızı sanıyorsanız kendinizi kandırmayın.

Sizi gittiğiniz her delikten çıkarır, getirir, dünyanın gözü önünde bağımsız yargı önünde yargılarız hak ettiğinizi de yaşarsınız tamam mı?

İşte bu yüzden topunuz Sibel Ünli çocuğumuzun saçının teli bile olamazsınız saçının teli.

Kendinize gelin be haydut sürüleri kendinize gelin!