2022 YILINA GİRERKEN

Yazan: Turgut Koçak 31 Aralık 2021

Koskoca bir yılı geride bıraktık. 2002 yılında daha sonraki yıllarda ne olduysa devamında da artarak o oldu. Yıllarca halkın karşısına çıkıp yalan yazanlar AKP iktidarının ilk yıllarından övgüyle söz etseler de bugünkü ortamın hazırlanmasında o yıllarda iktidarın unutamayacağımız uygulamaları ile buralara kadar geldik.

Şimdi 3 Kasım 2002 yılında iktidara gelen AKP’nin iktidarı döneminde nelerin yaşandığına baktığımız zaman gerçekleri görmekte asla zorlanmayacağız. Dış politika ile yazımızı devam ettirirsek o dönemde ABD emperyalistlerinin bölgeye müdahalesi söz konusuydu ve AKP iktidarı ise ABD’nin saldırgan politikalarının en büyük destekçisiydi. Irak’ta yaşanan katliamları biliyoruz ve AKP iktidarı unutulmamalıdır ki ABD’nin ve daha sonra koalisyon ortakları olarak isimlendirilen emperyalist güçlerin en büyük destekçisiydi. Afganistan’ın işgalinde de aynı rol oynandı. ABD desteklendi, saldırı ve savaş örgütü NATO’nun güdümünde Afganistan’a asker gönderen iktidarsa AKP iktidarıydı.

AKP iktidarı Ortadoğu’da emperyalist politikaların en önemli destekçisi konumundaydı ve BOP Eşbaşkanı görevi de Recep Tayyip Erdoğan’a verilmişti. Özetlersek Suriye’de İslami terör örgütlerinin de bu iktidar yanı başındaydı onlara ABD ile birlikte önemli destekler sunuldu. Kuzey Afrika’dan Çin Seddi’ne kadar olan bölgede AKP iktidarı emperyalistlerin koçbaşı işlevini gördü. Bölgede haritalar değişecek diyen o zamanın ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın bir dediği iki edilmiyordu. Tunus, Libya gibi ülkelerde olup bitenleri hepimiz biliyoruz. Suriye dramı ise hâlâ devam ediyor. Amerikan politikalarına onca hizmet edildikten sonra Afganistan’da Talibanlar yeniden ülkeyi ele geçirdiler ve Türkiye Katar’la birlikte Kabil Havaalanı’nın işletilmesine soyunmuş durumda. Özetlersek bugün tüm komşularımızla problemliyiz, Mavi Vatan projesi de bitti daha başka politikalarda bitmiş oldu fakat Suriye’de ısrarla İdlib’te İslami terör örgütlerinin korunması görevi devam ettiriliyor. Yani koskoca bir hezimet söz konusu…

İç politikada ise AKP iktidarı görülmemiş bir savurganlıkla ülkeyi soyup soğana çevirdi. Yandaşlara ihale peşkeşleri çekildi. Vurgun talan, çalma çırpma, savurganlık, özelleştirmeler, betona para gömme, yollar, köprüler, şehir hastaneleri, havaalanları, tüneller, metrolar say say bitmeyecek vurgunlarla Türkiye’nin nefesi kesildi. Tarikatlar, cemaatler, dinci vakıf ve dernekler beslenip semirtildi. Hepimizin vergilerinden bu tür gerici ve halk düşmanı yapılara paralar pompalandı. Diyanet İşleri Başkanlığı iktidarın emrinde halkı uyutmak için elinden geleni yaptı. Eğitim tam anlamıyla çökertilerek dini yanı ağır basan eğitimler verilmeye başlandı. Halkın çocukları zorunlu olarak imam hatip liselerine yönlendirildi. Eğitim sözü edilen dinci yapıların cirit attığı yerler haline geldi. Sağlık hizmeti çöktü, sosyal güvenliği olanlar dahi parasız hizmet alamaz hale getirildi. AKP’li belediyeler Sayıştay raporlarında gördüğümüz kadarıyla yolsuzluk batağına dönüştüler. Bakanlıklarda yolsuzluk aldı başını gitti. Sarayın şaşalı yaşamına para yetiştiremez hale gelindi. Lüks araç furyası aldı başını gitti. Tarım çöktü. Tarım girdilerine getirilen zamlar yüzünden çiftçilerimiz üretemez hale geldiler. Tarım Orman Bakanı ise sanki bu işlerin çok dışındaymış gibi davranarak dış alımı arttırdıkça arttırdı. Ormanlarımız yandı kül oldu ancak yangın sönmeye yüz tuttuğu sırada müdahaleye kalkışıldı.

Unutmayalım ekonomik alanda ağır bir çöküş yaşadık ve bugüne geldiğimiz de ise ülkemizin neredeyse tamamı aç hale geldi.

Baskılar arttı. AKP’nin Fetöcülerle içli dışlı olduğu dönemlerde ülke tam anlamıyla yıkımlar yaşadı. Fetöcüler darbe yaptılar. Dün birlikte olanlar kendilerini kolaylıkla işin içinden sıyırık halkın gözü önünde onca vurgunu kitabına uydurdular. Hemen herkese karşı adli kovuşturmalar birbirini izledi. İçeri atılanlar yıllarca nedensiz içerde tutuldu. Tutulmaya devam ediyor. Baskı ve yıldırma girişimleri hiç hız kesmeden devam ediyor. Sendikalar işlevsiz hale getirildi. Siyasi partilere karşı iktidar nasıl davranmak istiyorsa öyle davranıyor. Özellikle HDP’ye karşı operasyonlar hiç mi hiç hız kestirilmeden devam ettiriliyor. Selahattin Demirtaş hâlâ içerde tutuluyor. HDP’li belediyelerin neredeyse tamamına kayyum atandı. Milletvekilleri tehdit altında. Milletvekillikleri düşürülmek için haklarında tezkere üstüne tezkere yazılıyor.

Uzatmayalım ülkenin üstünde bu iktidar yüzünden karabulutlar dolaşıyor. Bütün yurttaşlar yarınından endişeli. Açlık, yoksulluk en üst seviyede sürüyor. İktidarın üst üste çöken politikaları yüzünden iktidarca baskılar daha da bir arttırılıyor. Özetle 2022 yılına girerken manzaramız bu. Bu manzarayı ya değiştireceği ya değiştireceğiz. Başkaca bir seçeneğimiz yok.

Ülkemizin ve dünya halklarının yeni yılını yürekten kutluyor, ülkemiz ve dünya emekçileriyle dayanışla içinde güzel bir gelecek yaşanmasını diliyorum.

Bunun için de mücadeleyi bıkmadan, usanmadan, hız kesmeden sürdürmemiz ve dayanışma içinde olmamız gerektiğine inanıyorum.