Yazan: Turgut Koçak 30 Aralık 2014
2014 yılında da önemli şeyler yaşadık. AKP bir kez daha hile ile hurda ile yerel seçimleri kazanarak şov yapıp yolsuzlukların üzerini “Milli İrade” balonu ile örtmeye kalkıştı. Bununla birlikte yırtık çok büyük olduğu için yama tutmadı ve bütün hırsızlıklar, yolsuzluklar, rüşvet, adam kayırma ne varsa bir bir ortaya çıkarak yurttaşların gözlerinin önüne serilmeye devam etti.
AKP iktidarı tarafından yargının olağan işleyişine son verildi. İktidarın işine gelmeyen savcı ve yargıçlar yerlerinden edildiler, yerlerine iktidar yanlısı kimseler getirildi. HSYK’nın mevcut yapısından memnun olmayan iktidar HSYK’nın oluşması için yapılan seçimlerde eylemli olarak yer aldı ve desteklediği kimselerin seçilmesini sağladı. Yalnız burada İşçi Partililerin de çabası ile Yargıda Birlik Listesine övgüler dizildi ama seçilenlerin neden övgüye layık olduğunu bir türlü anlayamadık.
2014 yılında Soma’da 301 maden işçimiz ocakta can verdi. İktidar burada yaşananlara fıtrat dedi, buraya giden iktidarın o zamanki başı Recep tayyip Erdoğan çok büyük tepki ile karşılaştı. Bir yandan korumalarına protestocuları dövdürttü diğer yandan da kendisi bir gence tokat atarak ağıza alınmaması gereken sözler sarfetti. Olay sonrası Soma’ya giden İsmail Ağa Cemaatinden oldukları söylenen molla takımı yakınlarını yitirenlere tepki göstermemelerini, ağlamamalarını öğütleyerek yoksa yakınınız cennete gitmez gibi abuk sabuk nasihatlarda bulundu. Oraya işçilerin haklarını savunmak için giden Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve arkadaşları dövüldüler.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Recep Tayyip Erdoğan büyük paralar harcayarak ve devletin olanaklarını da kullanarak seçimleri kazandı. Partimizin Recep Tayyip Erdoğan’ı Çankaya yolunda durdurmalıyız yönündeki çabaları sonuç vermedi ve Recep Tayyip Erdoğan tahta çıkıp oturdu. Daha tahta oturur oturmaz Kaç/ak Saray’a taşınacağını söyledi, gerek Kaç/ak Saray’a harcanan paralar, gerekse içerisine alınan eşyalar için yapılan harcamalar dudak uçuklattırdı ve kamuoyunda bu konu çok tartışıldı, tartışılmaya devam ediliyor.
Torunlar İnşaat’ın 32. katından düşen asansör sonrası 10 işçimiz yaşamını yitirdi. Konu uzun uzun tartışıldı, bu inşaatın da iktidar tarafından korunan bir kuruluş olduğu ortaya çıktı.
Daha sonra Ermenek’te kömür ocağını su bastı, 18 işçimiz suyun altında kalarak can verdi. Cesetlerine ise günlerce ulaşılamadı. Burada da tıpkı Soma’da olduğu gibi güvenlik zafiyeti olduğu ortaya çıktı. Daha öncekilerde olduğu gibi bu ocakta da yaşamını yitiren işçilerin ailelerinin akıl almaz dramı ile karşılaşıldı.
Yırca Köyü’nün arazisi iktidar tarafından termik santral yapılması için kamulaştırılıp zorla el kondu. Termik santrali yapacak olan şirket köylülere baskı ve zulüm uyguladı. Binlerce zeytin ağacını kesti, köylüleri dayaktan geçirdi. Daha sonra köylülerin direnişi ve açtıkları dava sonuç verdi, santral yapılması durduruldu.
Kaç/ak Saray önünde gösteri yapan öğrenciler dayaktan geçirildi. 7 Genç Umut’lu genç gözaltına alındı. Eğitim İş’in Tandoğan’da yaptığı miting polis saldırısına uğradı, öğretmenler gaza suya boğulup coplandılar.
Cizre’de PKK ve HÜDAPAR arasında savaş çıktı, iktidar seyretti. 3 kişi yaşamını yitirirken çok sayıda da yaralanan oldu.
Daha önce de olduğu gibi yığınlar yoksulluğun derin batağına düştüler, işsizlik arttıkça arttı, iktidar kendisini güvenlikte görmediği için baskı yöntemlerine ağırlık verdi.
Kaharamanmaraş’ta vali her türlü siyasi eylemleri yasakladı. Maraş katliamının yıldönümünün anması yasaklandı. Erzincan’da üniversite öğrencileri arasındaki kavgayı bahane eden vali her türlü basın açıklamalarını ve politik faaliyetleri yasaklayarak olağanüstü hal ilan etti.
Uzatmayalım 2014 yılı iktidarın saldırdığı, muhalefetin direndiği bir yıl oldu. 2015 yılı da hiç kuşkunuz olmasın aynı ayarda geçecek ve seçimleri AKP iktidarı zor bulacaktır.