2013 NASIL BİTTİ?

Yazan: Turgut Koçak 2 Ocak 2014

2013 yılında AKP bitti.

Gezi Parkı gösterileri gösterdi ki, üstüne ölü toprağı serilmiş bir halk sonsuza kadar öyle kalmıyor. Bu gösterilerde yer alanların farklı farklı niyetlerinin ortaklaşması sonucu iktidara karşı gösterilen direnç AKP’nin ipliğini pazara çıkardı. Salt bu nedenle gücünden yığınların korktuğu iktidarın aslan değil kefere olduğu ortaya çıktı. Doğal olarak da gerisi çorap söküğü gibi geldi.

Suriye’de AKP’nin desteklediği EL Kaide, El Nusra, Müslüman Kardeşler örgütünün akıl almaz cinayetlerine tanık olundu. Aynı örgütler Reyhanlı’da yüzün üzerinde yurttaşımızın ölümüne ve çok sayıda yurttaşımızın yaralanmasına neden olan iki bomba patlattı. Suçlu olmanın psikolojisi ile olayın hemen üstü çeşitli bahanelerle örtülmeye çalışıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Reyhanlı yerine Amerika’ya uçtu.

Gezi Parkı gösterileri sonucu polisin kullandığı şiddet nedeniyle 6 gencimiz yaşamını yitirirken 8 binin üstünde yurttaş yaralandı, 12 yurttaşımız atılan gaz bombaları sonucu gözlerini yitirdiler.

Polisin bu akıl almaz saldırılarının eleştirilmesi üzerine Recep Tayyip Erdoğan; polise kendisinin emir verdiğini, polisin kahraman olduğunu söyledi. Tam da Ethem Sarısülük’ün polis memuru tarafından vurulduğu yere Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından polisleri gaza getiren pankart asıldı.

Ergenekon davası karara bağlandı. Balyoz davası onaylandı. Oda TV davası devam etmekle birlikte bu davadan tutuklular serbest bırakıldı. Bu davalarla ilgili olarak iktidar yanlıları ağız birliği etmişçesine elbirliği ile yargının kararına müdahale edilemeyeceği söylenilmekle kalmadı, yapılanların az bile olduğuna dair yazılar, konuşmalar birbirini izledi.

Adana valisi yurttaşa “gavat” dedi. İktidarın atadığı üst düzey yöneticileri Recep Tayyip Erdoğan’ın izinden yürüdüklerini gösterdiler, birçok yönetici Başbakan ne dediyse; onlar da yurttaşa aynı sözlerle hakaret ettiler.

Sayıştay denetlemesi devredışı kaldı. İktidarın birçok alanda harcamaları belge sunulmadığı için yargı denetiminin dışında kaldı. Konu üzerine sürdürülen tartışmalarda iktidar eksikliklerini gidereceğine ve tasarruflarını yargının denetimine açacağına denetimin önünü kesmek için her yola başvurdu.

Daha onlarca olay yaşadık. Ancak bunların hepsini gölgede bırakan 17 Aralık 2013 operasyonu gündeme bomba gibi düştü. Rüşvetten, haksız kazançtan, kara para aklamaya kadar biz dizi suçtan bakan çocukları gözaltına alındı. Evlerden sokaklara taşan dolar ve Euro’lar bulundu. İktidar olayda suçluların ortaya çıkarılmasında yardımcı olacağına tam tersi istikamette davranarak kanıtları karartma yolunu seçti. Operasyona katılan emniyet güçlerini görevden aldı. Operasyonu yürüten savcıyı etkisiz kılmak ve davanın gidişini etkisizleştirmek için davaya yeni savcılar atadı. Bakanlar Kurulu’nda yeni bir yönetmelik çıkartarak operasyon yapılmasını yeni kaidelere bağladı, iktidarın bu yeni girişimi Danıştay’dan döndü. Bunun üzerine Recep Tayyip Erdoğan ve tayfası tüm yargıyı hedef tahtasına koyan açıklamalarda bulunarak yargıya gözdağı verme yolunu seçti. Artık AKP iktidarını kimse tutamazdı. Recep Tayyip Erdoğan; “Yürütme de benim, yasama da” dedi. Daha doğrusu güçler ayrılığının yerine güçler birliğini savunan bir tutum içine girdi.

İkinci operasyon dalgası çok daha geniş bir alanı kapsıyordu. İktidar yargıya müdahale etti. Gözaltıları ve operasyonu durdurdu. İktidarın bu girişimine karşı çıkan Savcı Muammer Akkaş görevden alındı. Savcı için Recep Tayyip Erdoğan meydanlarda; “Dur bakalım savcı seninle işimiz var” diyerek görülmemiş bir davranış sergiledi. Daha dün anayasayı değiştirip HSYK’nın yapısını değiştirenler bu kez de HSYK’nın oluşumu ile ilgili kanun değişikliklerine gideceklerini açıkladılar.

Recep Tayyip Erdoğan’ın aile vakfı TÜRGEV’in adı görülmemiş rakamlara varan ve kimi belediyelerin peşkeşiyle süren yasadışı edinimleri gündeme geldi. Oğul Bilal ifade vermeye çağrıldı.

Sonuç olarak anlaşıldı ki, AKP iktidarı eliyle Türkiye, 250 milyar Euro’yu bulan bir yolsuzluk bataklığının içine sokulmuştu.

2013 yılı AKP’nin doymak bilmeyen açgözlülüğü, yolsuzlukları ve yolsuzluklarının sadece bir kısmının ortaya çıkmasıyla bitti.

2014 yılının ilk günü de yine Suriye’deki El Kaide, El Nusra ve Müslüman Kardeşler Örgütü’ne İHH tarafından gönderildiği iddia edilen bir tır dolusu mühimmatın ele geçirilmesi ile başladı. Devamı gelecek.

2014 YILINDA AKP DAĞILIP TARİH, RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE BAKANLARI İSE YÜCE DİVANLIK OLACAK.