Yazan: Turgut Koçak 31 Aralık 2011
2011 Yılını geride bıraktık. Yaşadığımız acılara bakıp asla yılgınlık göstermedik. Başarısızlıklarımız bizi umutsuzluğa düşürmedi. Dönüp nedenleri üzerinde bir kez daha düşünüp yeniden kuşandık silahlarımızı. Dünyanın dört bir yanından yükselen insan çığlıkları hem içimizi acıttı hem mücadele isteğimizi bileyip keskinleştirdi. Doğumuzda, güneyimizde, uzağımızda, yakınımızda akan kanlara tanık oldukça bütün dünya halklarının baş düşmanının emperyalizm olduğunun ve sonuncu yenilgiye uğratılmadan halkların kurtuluş olanağının olmadığının tespitinde ne denli haklı olduğumuzu bir kez daha anladık. İnsanlığın tek kurtuluş seçeneği olan sosyalizm için dövüşmenin gerçekte insan olmanın ta kendisi olduğu gerçeği ile mutlandık içimiz coşku ile doldu.
Libya’da, Mısır’da, Tunus’ta, Yemen’de, Bahreyn’de ve Suriye’de oynanan oyunları günü gününe yakından izleyip gerçekleri bütün çıplaklığı ile halkımızın önüne koymaya çalıştık. İşbirlikçi AKP iktidarının Amerikancı politikalarının içyüzünü deşifre edip karşı çıktık. Emperyalist/kapitalist dünyanın Yeni Dünya Düzeni olan dünya halklarını boyunduruk altına alma girişimini daha ilk dile getirildiği günden günümüze kadar ne anlama geldiğini dile getirerek emperyalist/kapitalist sisteme karşı cepheden ideolojik mücadele yürüttük. NATO’nun saldırı ve savaş örgütü olduğuna döne döne vurgu yaparak insanlığa karşı işlediği cinayetlere dikkat çekmekle kalmadık, derhal Türkiye’nin NATO’dan çıkması gerektiği konusunda görüşlerimizi her fırsatta ortaya koyarak geniş halk yığınlarının bilinçlenmesini ve hesap sormasını sağlamaya çalıştık. AKP iktidarının ve onun başı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kuzey Afrika ve Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olarak hangi role soyunduğunu dile getirerek; Suriye’ye karşı yürütülen düşmanca politikaların altında hangi niyetlerin yattığını bıkmadan usanmadan yineledik ve AKP’nin gerçek yüzünü ortaya koyduk
AKP’nin “ileri demokrasi” masalını yutanlara ve yutturanlara karşı bir adım bile geri çekilmeksizin karşı koyduk. 12 Eylül 2010 yılında kabul edilen AKP anayasası ile birlikte ülkemizde nelerin yaşanacağına dikkat çekmekle kalmadık, AKP’nin önlenebilir niyetlerinin geniş bir cephe birliği ile geri püskürtülmesi gerektiği savı ile partimizin bayrağını yükselttik. Yargının AKP iktidarı eliyle ne hale getirildiğine ve bugün ortaya konulan keyfi tutuklamaları ve adeta hükme dönüşmüş tutuklanmaların boyutunun nerelere getirildiğini açık açık bütün halkımızla paylaştık.
Açlığın, sömürün, işsizliğin AKP iktidarı eliyle ülkemizde nasıl tırmandırıldığını, bütün bunlar yapılırken ülkemiz halkının çıkarları yerine uluslararası sermayenin çıkarlarının nasıl savunulduğunu dile getirerek AKP iktidarının geldiği gibi gönderilmesini sık sık yineledik. Ekonominin nasıl altüst olduğunu, ülkeye giren sıcak paranın ülke ekonomisine hiçbir şey katmaksızın nasıl yıkımlara neden olduğunu, dışsatımla dışalım arasındaki açığın her geçen gün daha da artarak Türkiye emekçilerinin üzerine nasıl kambur üstüne kambur bindirdiğini dile getirmenin yanında; özelleştirme furyası ile yabancı tekellere nasıl hizmet edildiğini de tek tek ortaya koyduk. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin üstünde dönen kara bulutları, adalet mekanizmasının nasıl bozulduğunu, üniversitelerin bilim yuvaları olmaktan nasıl çıkarıldığını ve AKP’nin görüşleri doğrultusunda nasıl çekidüzen verildiğini anlata anlata dilimizde tüy bitti. Özetle yaşadıklarımız; 2012 yılında yaşayacaklarımızın önbelirtileri olarak bir bir aydınlanmış oldu. Yılın son gününde kaçakçılık yapan, yaşları 18-20 arası 35 Kürt yurttaşımızın katledilmesiyle bu iktidarın ABD emperyalistleriyle yaptığı işbirliğinin nelere malolduğunu bir kez daha yaşamış olduk.
Yaşadıklarımız iyi şeyler değil. Bunları bizlere kimlerin yaşattığını ise iyi biliyoruz. Bütün bu gerçekler ışığında 2012 yılında komşularımızla barış ve kardeşlik bağlamında iyi ilişkiler kurulmasını, AKP iktidarının işbirlikçi ve sömürücü politikalarına son vermek için geniş halk muhalefetinin örgütlenmesini ve ayağa kaldırılmasını, yeryüzünde acı çeken bütün insanların kendilerine acı çektirenlerden hesap sormalarını, işçilerin, emekçilerin, yeryüzünde kapitalizmin acı çektirdiği bütün insanlığın yeni yılını kutluyor onlara partim Türkiye Sosyalist İşçi Partisi adına iyilikler ve güzellikler diliyorum.
SOSYALİZM BAYRAĞININ BİR KEZ DAHA KAPİTALİST ÜLKELEERİN BAŞKENTLERİNİN BURÇLARINA BİR DAHA İNMEYECEK ŞEKİLDE DİKİLMESİ YÜREKTEN DİLEĞİMDİR.
BUNUN İÇİN AYAĞA KALKMALI, DİRENMELİ VE KAZANMALIYIZ.
YOK TEK BAŞINA KURTULUŞ, YA HEP BERABER YA DA HİÇBİRİMİZ!!!