Yazan: Turgut Koçak 15 Temmuz 2020
15 Temmuz öncesi ve sonrası konuşulanları arşivlerden indirip bakalım, AKP’nin tepeden tırnağa nasıl da Fetöcülerin suç ortağı olduğunu apaçık görürsünüz.
Haydi, bunları da geçtik. Bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından söylenen sözler yok mu?
Var, hem de insanı dehşete düşüren cinsinden sözler bunlar.
“Ne istediniz de vermedik” diye Fetöcülere seslenen kimdir? Recep Tayyip Erdoğan. İyi, bu sözün kapsamı içine giren ve AKP iktidara geldiği günden bugüne fetöcülere verilenler nelerdir acaba zahmet edip bir açıklansa da bizler de bilsek olmaz mı?
Sonra ülkene gel hasret kaldık açıklaması yapan kişi de kendisi değil mi? Olimpiyat düzenlemelerinde konuşanlar, o toplantıda “Hocaefendi” ye bir çift söz söylemek ve göze girmek için birbirlerini çiğneyenler bakanlarından, belediye başkanlarına, milletvekillerinden partinin üst kademe yöneticilerine kadar kimler yoktu çıkıp anlatabilir misiniz?
Sonra 15 Temmuz 2016’da Fetöcü darbe girişimi yaşandı. Bu girişim sırasında postun pahalı olduğunu görenler nerelere kaçmışlardı, nasıl saklanmışlardı açbuçuk biliyoruz da darbe hızı geçtikten, Fetöcülerin yenilgisi kesinleştikten sonra birer kahraman gibi atılıp ortaya çıkanları da mı bilmediğimizi sanıyorsunuz? Üstelik bu darbe sırasında asıl sorumluları değil de kendisine çık denildiği için çıkan ana kuzusu askerlerin linç edilerek sözüm ona kahramanlık taslayanların durumlarını da mı hiç düşündürücü bulmadınız?
Bankasya’nın önünden geçenleri bile içeri atıp hesap sorarken bu bankayı açanların kimler olduğunu unuttuysanız eğer arşivlere bakıp kendinizi görmeniz bu kadar mı zor da önünüze geleni işinden aşından ekmeğinden ederek cezalandırma yoluna gittiniz? Haydi, böyle bir darbe girişiminin ağır sonuçları olacak elbette diye düşündünüz ve öyle davranıyorsunuz diyelim. Peki, Sayın Erdoğan siz değil misiniz devletin en tepesinde olduğunuz halde “kandırıldık milletimiz ve Allah bizi affetsin” diyen. Yoksa sizin “kandırıldık” deme hakkınız var da bizim mi haberimiz yok. Siz devletin en tepesinde oturan bir kişi olarak kandırılabiliyorsanız ve de onca yapıp ettikleriniz yüzünden suçlu değilseniz neden sıradan insanların kandırılma hakları olmasın bu anlayışı hangi hukuk anlayışı ile açıklayabilirsiniz?
Bugün evet bugün, sizleri hem de onca televizyonlarda bir kez daha aynı şeyleri söyleyen kişiler olarak dinleyeceğiz. Bizlere yazdığınızı iddia ettiğiniz destanlardan söz edecek salt onca günahı üstünüzde taşıyor olmanıza karşın sizi eleştirenlere bir kez daha fetöcü olmak üzerinden eleştirip demediğinizi bırakmayacaksınız iyi de bütün bu altı boş sözlerle nereye varacağınızı düşünüyorsunuz?
Söylenecek çok söz var çok. 15 Temmuz darbe girişimi dolayısı ile yine sizleri tutan gazeteler bol bol demokrasiden ve bu yolda yaşamını yitiren demokrasi şehitlerinden dem vurmuş. Bizler hiç de önyargılı değiliz, diyelim ki söylenenler doğrudur, yaşamını yitirenler demokrasinin korunması için yaşamlarını yitirmişler, sizler de demokrasi için direnmişsiniz. İyi de sormak hakkımız değil mi? Nerede bu demokrasi diye? Ortada demokrasi namına bıraktığınız bir tek şey varsa buyurun söyleyin. Her şeyi bir yana bırakalım bir yurttaş olarak yargıya işimiz düşse neyle karşılaşacağımız yaşananlar apaçık ortadayken bizler hangi söylenene bakacağız da sizlere hak vereceğiz?
Şu yargınıza bakın bir. Kılıçdaoğlu’na MAN Adaları meselesi için yine ceza yağdırılmış. Mahkeme sanki aile efradınız para kazansın görevlisi gibi çalışıyor. Şunun için şu kadar, bunun için bu kadar diye verilen para cezaları kimlere ve niçin ödenecek? Yoksa belgeler mi sahte? Ya da ne bileyim durup dururken birileri itibar zedelemesi anlamına gelecek iftiralarda mı bulundu?
Eğer bugün şu fetöcü Amerikancı darbe girişimi konuşulacaksa sayısız gerçeklerle birlikte neden konuşulmuyor.
Bu darbe madem Amerika’nın kurduğu bir tuzağın parçasıdır, sizler neden her fırsatta Amerika’nın kapısından ayrılmamak için fırsat kolluyorsunuz?
Sizler şu Arap kültüründen çok şey almışsınız belli. Öyle ya bir şey ne kadar çok yinelenirse o kadar akılda yer eder sonrasında da kimse akılda yer edenlerin gerçek olup olmadığına bakmadan yalanı doğruymuş gibi kabul edip davranışını da buna göre ayarlar. Yoksa Kuran kurslarında ve dini bütün eğitimlerde bir konunun yüzlerce kez yinelenmesinin ne önemi vardır bugünün insanı bilemiyorsa kim bilebilir? Günde hoca mektebinde 50 kez yinelenen ‘Allahümme İnnanaste inike’ hesabı 15 Temmuz darbesini yinelemeniz işin özüne değin değildir.
Sadece ve sadece işinize nasıl geliyorsa öyle davranmak istediğiniz içindir fakat mum sonuçta yatsıya kadar yanarmış sonra da sönermiş elbette.