12 HAZİRAN SEÇİMLERİ VE TKP

Yazan: Turgut Koçak 15 Haziran 2011

Bilindiği gibi 12 Haziran seçimlerine partimiz girememiştir. Bununla birlikte solda ve sosyalist solda yer alan parti ve örgütlere seçimlere birlikte girilmesi için bir çağrı yapmış, partimizin çağrısı bu çevrelerce gereken ilgiyi görmemişti. Aday göstermeye kısa bir süre kalınca bu kez de TKP ile görüşülmüş, TKP bizim ilkeli duruşumuzu gerektiği gibi değerlendirememiş, bizimle görüşmeye gelen TKP’li arkadaşların yazılı isteğimize iki gün içinde yanıt vereceklerini söylemelerine karşın, yanıt verilmemiş TKP seçimlere tek başına girmeyi yeğlemişti. Seçimlere, “500 BİN BOYUN EĞMEYEN ARIYORUZ” belgisiyle girmiş ve hedefinin neredeyse onda birine denk gelen 61 bin oy ancak alabilmişti. Oysa TKP, 2007 seçimlerinde 79 bin, 2009 yerel seçimlerinde de 85 bin oy almıştı. Dünden bugüne hiçbir şey iyi olmamasına karşın, ne olmuştu da TKP hem amaçladığı oy oranının kıyısına bile yaklaşamamış, daha da önemlisi oyları büyük oranda düşmüştü?

Bu konuda Kemal Okuyan kendine göre bir açıklama yapmış, özeleştiri olmasa da kendince kimi eksiklere değinerek zevahiri kurtarmaya çalışmıştı. Ona göre insanlar TKP’ye oy vermek istiyorlardı ama şimdi sırası değildi. Yani aceleleri vardı, seçimlerden sonra ise; çalışmalarını ve politikalarını çok beğendikleri TKP’ye döneceklerdi. Kemal Okuyan, üye sayısı 3,5, harekete geçirdiği insan sayısı 6 kat artan TKP’nin aldığı oyların düşüklüğünü bu şekilde açıklıyordu işte. Ayrıca Okuyan tam olarak anlaşılmamakla birlikte şu değerlendirmeyi de yapıyor, kendince başarısızlığın nedenini partinin yöneticileri başta olmak üzere üye ve yandaşlarına anlatmaya çabalıyordu. Okuyan, “Örneğin, sevmeyeni ne yazık ki ama biraz da doğal olarak bol bir partinin dostlarını bu kadar “serbest” bırakmasını ya da onlarla siyasal bağlarını tarihsel bir zemine taşımayı becerip, bu bağları her daim güncellemeyi ihmal etmesini…” diyordu sözü dolandırıp durarak. Bir partinin dostlarını bu kadar “serbest” bırakması ya da onlarla siyasal bağlarını tarihsel bir zemine taşımayı becermesi ve bu bağları güncellemeyi ihmal etmesi nasıl bir şeyse? Okuyan, sözüm ona bir eksikliğe işaret ediyor gibi gözükürken bile bir türlü diyeceğini doğrudan diyemiyor.

Oysa 12 Haziran seçimleri özellikle de sosyalist sol için önemli olmasına karşın, bu önem gerektiği gibi kavranmış, sosyalist solun seçimlerden sonra kendisinden söz ettirecek bir başarı için yapılması gereken yapılmış mıydı? Bence işin can alıcı noktası budur. Yani başta Kemal Okuyan olmak üzere; TKP, sosyalist solda kendisini seçeneksiz görüyor ve dost olarak nitelediklerini de ancak seçeneksiz TKP’ye payanda olurlarsa katlanacaklarını açıkça belli eden sevimsiz bir noktada durdukları için güven ortamı sağlanamıyordu.

Evet, bir de BDP çevresinde oluşmuş güçbirliği vardı ve beklenenin de üstüne çıkarak tam 36 milletvekili çıkardı. İnsanlar nasıl oluyordu da bu bloka oy verirken AKP’ye karşı CHP seçeneğine yönelmeyip oylarını bu bloka verebiliyorlardı sizce. Biliyorum ki, bunun yanıtı çok kolay verilecektir. Denecektir ki, zaten Kürtler bir blok halinde davranıyor ve oylarını veriyorlar. Doğrudur, bu blokun bu kadar çok oy almasında bu gerçeğin payı küçümsenemez ancak bir gerçek daha var ki, asıl oyların daha kitlesel olarak BDP blokuna gitmesini sağlıyor. O da seçimlerden sonuç alınacağına inanılması. Peki, sol ve sosyalist solda başarı sağlanacağını gösteren bir belirti var mı? Ne yazık ki, yok. Üstünkörü yapılan görüşmelerde ise sol ve sosyalist solun nasıl davrandığının hepimiz tanığıyız. En azından TKP’nin bize gösterdiği içtensizliği çok net biliyoruz.

Türkiye Sosyalist İşçi Partisi olarak bu seçimlerde TKP’nin oylarının çok çok yukarılarda olmasını sizin düşünemeyeceğiniz kadar çok isterdik. Keşke sizin belgileştirdiğiniz “500 BİN BOYUN EĞMEYEN ARIYORUZ”u 600 bin hatta daha yukarılara taşısaydınız. Bu başarınıza gerçekten de kendi başarımız gibi sevinirdik. Ama bu olmazdı. Çünkü yanlış hesap hep Bağdat’tan dönmüştür. Bize göre sizin hesabınız yanlıştı. Üstelik gençlik için söylediklerinizin de kayda değer bir yanı yok. Sonuçta başarısız olan salt siz değilsiniz. Başarısız olan hepimiziz. Yani sol ve sosyalist soldur. TSİP olarak gerçeği böyle görüyoruz. Bundan sonra neyi tartışır, neyi konuşursunuz bilemeyiz ama daha içtenlikli ve yürekli olmak biliyorum ki size yakışacaktır.

Sayın Okuyan, yazınızın diğer yanları gibi bitiş kısmı da bizce arızalı. Diyorsunuz ki, “Teşekkürler, oy verene de vermeyene de…”

Bay Tayyip de balkon konuşmasında; bütün Türkiye’yi kucakladığını söyledi.

Bu ne yüce gönüllülük değil mi? Bay Tayyip bütün Türkiye’yi kucaklıyor.

Sizde farklı bir söyleyişle aynı şeyi diyorsunuz. Size oy verene de vermeyene de teşekkür ediyorsunuz. Oysa biz öyle yapmayız, kendimizde gördüğümüz arıza kadar seslendiğimiz halkında ne olup ne olmadığını Nazım Hikmet’in “AKREP GİBİSİN KARDEŞİM” şiirinde anlattığı gibi apaçık anlatırız ki, bilen bizi bütün gerçekliğimizle bilsin…