Yazan: Turgut Koçak 1 Mayıs 2021
Ülkemizde ilericiler, devrimciler, demokratlar ve sosyalistler 1 Mayıs’ı kutlamak için çok büyük acılar yaşayarak bugünlere gelmiştir. Hiç kuşku yok ki acıların en büyüğü de 1977 1 Mayıs kutlamalarında yaşanmıştır. O günden bugüne 1977 1 Mayıs’ı ile ilgili kimler kışkırtıcılık yapmış, kimler ellerini devrimcilerin kanına bulamıştır ortaya çıkarılamamıştır ama bizler için bu suçu işleyen ve katliamı gerçekleştirenlerin kimlikleri belirsiz değildir.
Değildir çünkü Türkiye işbirlikçi sermaye güçleri ve onların dış ortakları bu suçun ortaklarıdır. Hepimiz iyi biliyoruz ki bütün dünya halklarının can düşmanı emperyalist kapitalist dünyanın saldırı ve savaş örgütü bir NATO söz konusudur ve Türkiye’de bu kanlı örgütün ortaklarından irisidir. Dolayısı iye sosyalizmin yeryüzünde yayılmasını engellemek için NATO aracılığı ile kontrgerilla örgütlenmesine gidilmiş, bu örgütün içinde de o ülkelerin en gerici, en eli kanlı unsurları yer almıştır. Bu bağlamda ülkemiz NATO’nun neredeyse deney sahasına çevrilmiştir. Dolayısıyla işlenen onca cinayetlerin sorumluları nasıl bulunamadıysa 1 Mayıs 1977 Taksim alanında işlenen katliamın da sorumluları bulunamamıştır.
Kuşkusuz asıl suçluların kışkırtmalarına payandalık edenler olmuştur fakat asıl suçlular hep karanlıkta kalmış bir türlü ortalığa çıkarılamamıştır.
Dolayısı ile biz devrimciler bilmeliyiz ki dış güçlerle işbirliği içinde olan Türkiye işbirlikçi sermayesi ile dış güçlerin bu konuda tartışılmaz ortaklığı vardır. Kapitalist emperyalist dünya Varşova Paktı’nın dağılmasına ve Sovyetlerin yıkılmasına karşın NATO gibi eli kanlı saldırı ve savaş örgütünü dağıtmamışlardır. Çünkü bu örgüt emperyalist kapitalist dünya için su gibi hava gibi gereklidir. Ve zaten dünyanın pek çok bölgesinde savaşlara baktığımız zaman NATO eliyle yürütüldüğünü de açıkça görürüz.
Dün ülkemizde her türlü cinayetlerin sorumlusu nasıl NATO ise bugünde bu durum değişmiş değildir. Zaten AKP ve saray iktidarına baktığımız zaman her tarafa ey çekilirken bir tek NATO’ya karşı tek bir söz edilmiyorsa bu gerçeğin altında yatan şeylere ışık tutmamız gerekecektir. Şaşırmamak gerekir çünkü bölgemizde ve dünyada AKP ve saray iktidarı NATO’nun en vazgeçilmez ortağıdır. Bu yüzdendir ki AKP ve saray iktidarının kurmak istediği dinci devlet anlayışı NATO çevrelerince hep ama hep destek görmüştür.
Şu an ülkemiz tam anlamıyla hukuk dışı bir anlayışla yönetilmekte olup hemen iktidara her karşı çıkan hedef olarak belirlenmiştir. Bu yüzden de insanlara baskılar uygulanmakta, hukuk hiçe sayılarak kolayca tutuklanıp cezaevlerine atılmaktadırlar. Bu yüzdendir ki AKP ve saray iktidarı baskı uygulamadan iktidarını devam ettiremez hale gelmiş olup iktidardan indirileceği korkusu ile baskılarını da giderek daha da arttırmaktadır.
Ekmek, aş yoktur. İş yok, işsizlik arşı alaya çıkmıştır. Çalışanlara emeklerinin karşılığı verilmemekte, enflasyon alıp başını gitmiş zamlar durdurulamaz olmuştur. Bu iktidarın elinde ülkemiz insanları dilenci yerine konularak üç kuruşluk yardıma muhtaç hale getirilmiştir. Sosyal devlet anlayışı yerini fitre ve zekat toplumuna bırakmıştır. Bu konu zaten AKP ve saray iktidarının en istismar ettiği konuların başında gelmektedir.
Artık ülke iktidarın sürekli olarak izlediği çatışma politikası yüzünden yaşanamaz hale gelmiştir. Bu durumda iktidarın zora başvurmaktan başka bir yolu da kalmadığından 1 Mayıs bugün yasaklıdır. Bugün gün boyu neler yaşanacak hepimiz göreceğiz. Göreceğiz de AKP’nin 19 yıllık iktidarı döneminde geldiğimiz noktayı da iyi analiz etmemiz gerekmektedir. Ki o zaman bütün bunları hem de korona virüs salgını gibi bir dönemde niye yaşıyoruz bilelim ve her türlü gericiliğe, faşizme ve zulme karşı ortak direnç noktalarımızı oluşturalım.
Selam olsun 1MAYIS’A!
Selam olsun tek kurtuluş seçeneğimiz SOSYALİZME!
BÜTÜN DÜNYA İŞÇİLERİNİ VE EMEKÇİLERİNİ İÇTEN DUYGULARIMIZLA TÜRKİYE SOSYALİST İŞÇİ PARTİSİ (TSİP) OLARAK SELAMLIYORUZ.