1 MAYIS

Yazan: Turgut Koçak 24 Nisan 2014

Recep Tayip Erdoğan sanki Ali kıran başkesen. Bu ülke yasayla masayla yönetilmiyor da Recep Tayyip Erdoğan’ın keyfine göre ne derse ona göre yönetiliyor. Taksim’de kimse miting yapamaz mı diyor, madem diyor, o zaman da miting yapılamaz olarak uygulamaya konuluyor. Bu konuda yasaların ne dediğinin ne demediğinin hiç ama hiçbir önemi yok. Yurttaşların da hakkı mı olurmuş, yüce haşmetleri ne buyurursa herkes uyacak.

Bu ülkenin insanlarının da önemli bir bölümünün düşüncesi bu yönde. Bu yönde düşünmeyenler bile düşüncelerinde içtenlikli değiller. Madem demokratik kitle örgütleri, sol ve sosyalist partiler de 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacağız diyorlar başka bir seçenek söz konusu olamaz, 1 Mayıs Taksim’de kutlanır. Recep Tayyip Erdoğan kitlelere gücünü göstermek istiyor ya; yığınlara kutlayamazsınız diyerek gözdağı veriyor. Bu konuda dik duran örgütler, 1 Mayıs günü Taksim ve çevresine bir, bir buçuk milyon insan yığarlarsa; Recep Tayyip Erdoğan ne diyebilecektir? Polisi milyonların üstüne salıp katliam mı gerçekleştirecektir? Diyelim ki, gerçekten de Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarı ve kendi geleceği bakımından hesabında kitleleri katletmek vardır, işler kötü demokratik haklarımızdan vaz mı geçiyoruz diyeceğiz?

1 Mayıs’la ilgili bir takım halk düşmanlarının diliyle konuşmaktan da uzak durmak gerekiyor. Yok efendim bir avuç provokatör eylem yapıp ortalığı kışkırtacaklarmış da bu yüzden de 1 Mayıs Taksim’de kutlanamazmış da gibilerinden konuşan kimselerin sözlerinin bizlerin gözünde hiç ama hiç değeri yoktur. Hele bazıları demiyorlar mı, 1 Mayıs’a gelenler gitar çalıp, türkü söyleyeceklermiş, nasıl olurmuş da insanların coşku içinde türkü söyleyip eğlenmeleri önlenebilirmiş. Değil, efendim değil, birileri türkü de söyleyebilir gitar da, bunlara sözümüz yok. Ama bizler; bizi parmağının ucu ile sürekli tehdit eden, bizi işimizden aşımızdan ederek yokluk ve yoksulluk içinde bırakan, demokratik hak ve özgürlüklerimizi kullandırtmayıp yasak üstüne yasak çeken, vurgun, soygun, talan, yolsuzluk yapan, rüşvet alan zihniyete, ülkemizi emperyalist güçlere peşkeş çeken iktidara karşı yumruğumuzu sıkıp yürümek istiyoruz. Bizim isteklerimiz var 1 Mayıs günü bu isteklerimizi yumruğumuzu sıkarak haykırmak istiyoruz. Eğer bunu yapamayacaksak 1 Mayıs’ı kutlamanın ne anlamı olabilir ki? İşte bu gerçekler ışığında 1 Mayıs’ı amacından saptırıp çiçek/böcek bayramıymış gibi sunanlarla bizlerin ortak yanı olamaz.

Yukarıda söyledik. 1 Mayıs kutlamasının Taksim’de yapılmasını yasaklayanlara karşı demokratik kuruluşlar ve sol siyasi partiler orada olacağız diye açıklama yaptılar. 1 Mayıs günü net bir şekilde orada olacağını BDP’nin de bildirmesi asla yabana atılacak bir şey değildir. CHP de 1 Mayıs’ın Taksim’de yapılması için açıklama yapmış, üstelik de AKP zihniyetini ve Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştirmiştir. CHP’nin gerçekten de görüşü 1 Mayıs’ın Taksim’de kutlanmasından yanaysa tutumunu açıkça belli etmelidir. CHP İstanbul’da milyonlarca taraftarını miting için tıpkı BDP gibi Taksim’e çağırmalıdır. Öyle; İstanbul İl Başkanı’nın dediği ve de bazı CHP’lilerin dile getirdiği gibi bazı milletvekillerinin katılımıyla temsili bir katılımdan söz etmeleri kaçak güreşmek ve de Recep Tayyip Erdoğan’ın korku pompalamasına alet olmaktır. İşte bu yüzden CHP birkaç gün içinde tutumunu kitlelere açıkça belli etmelidir.

Provokasyon olacak korkusu ile yığınların Taksime akışını engellemek isteyen bir iktidar ve onun başı Recep Tayyip Erdoğan vardır. Bu iktidarın yalanlarına pabuç bırakılarak demokrat olunamaz. Üstelik de polisin müdahale etmediği kutlamalarda hiçbir olayın çıkmadığı da daha önceki 1 Mayıslardan net olarak bilinmektedir.

Bu nedenle korkuya gerek yoktur.

Bizler Demokratik hak ve özgürlüklerimizi kullanıyoruz.

Eğer kullandırtmadıkları için kullanmaktan vazgeçersek bilinmelidir ki, geriye kullanacağımız ne haklarımız ne de özgürlüklerimiz kalacaktır.